كَذَٰلِكَ وَقَدْ أَحَطْنَا بِمَا لَدَيْهِ خُبْرًا |
ARAPÇA LATİN |
Kezâlik(kezâlike), ve kad ehatnâ bimâ ledeyhi hubrâ(hubren). |
|
DİYANET İŞLERİ |
İşte böyle. Şüphesiz biz onun yanındakileri ilmimizle kuşatmışızdır. |
|
DİYANET VAKFI |
İşte böylece onunla ilgili her şeyden haberdardık. |
|
ELMALILI SADE |
İşte böyle. Halbuki Biz, onun yanında nelerin bulunduğunu tamamen biliyorduk. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
İşte böylece. Ve şüphe yok ki, onun yanında neler olduğunu Biz ilmen ihata etmişizdir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
İşte böyle, onun serüveni, bütün ayrıntıları ile bilgimizin kapsamı içindedir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Böyleydi işte bu, gerçekten de nesi var, nesi yoksa bilgimiz hepsine şâmildir, hepsinden de haberdarız. |
|
İBN-İ KESİR |
İşte bunun gibi, onun yaptıklarının hepsini baştan başa biliyorduk Biz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
İşte böyle, onun yanında «özü kapsayan bilgi olduğunu» (veya yanında olup biten her şeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık. |
|
BEKİR SADAK |
Iste bunun gibi, onun yaptiklarinin hepsini bastanbasa biliyorduk. |
|
CELAL YILDIRIM |
İşte böylece onun yanında olan her şeyi kuşatıp biliyorduk. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
İşte (Zülkarneynin işi) böyle idi. Halbuki onun yanında (neler vardı) ki biz hepsini ilm (imiz) le kuşatmışızdır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
İşte Zü’l-karneyn’in kudret ve saltanatı böyleydi. Halbuki onun yanında (asker ve harp vasıtaları gibi daha) neler vardı ki, biz, tamamını ilmimizle kuşatmışızdır. |
|
ALİ BULAÇ |
İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" (veya yanında olup-biten herşeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık. |
|