وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ |
ARAPÇA LATİN |
Ve kezzebe bil husnâ. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(8-10) Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah’a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa, biz de onu en zor olana kolayca iletiriz. |
|
DİYANET VAKFI |
(8-11) Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez. |
|
ELMALILI SADE |
ve en güzeli yalanlarsa; |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve en güzeli tekzîp etti ise. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ve en güzel sözü de yalanlarsa, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve en güzel sözü yalanladıysa. |
|
İBN-İ KESİR |
Ve en güzeli yalanlarsa, |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ve en güzel olanı da yalan sayarsa, |
|
BEKİR SADAK |
(8-10) Ama, cimrilik eden, kendini Allah´tan mustagni sayan, en guzel sozu yalanlayan kimsenin gucluge ugramasini kolaylastiririz. |
|
CELAL YILDIRIM |
(8-9-10) Kim de cimrilik edip kendini (Allah´a) muhtaç saymaz ve en güzel olanı yalanlarsa, ona da güçlüğe (uzanan yolu çekici kılıp) kolaylaştırırız. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
ve o en güzeli yalanlarsa, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Bir de en güzel kelimeyi (tevhidi) inkâr ederse; |
|
ALİ BULAÇ |
Ve en güzel olanı yalan sayarsa, |
|