Enbiya Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 İnsanların hesab zamanı yaklaştı. Fakat onlar hala gaflet içinde yüz çeviriyorlar. Facebook'ta Paylaş
2 Rabblarından kendilerine yeni bir uyarı gelmeye dursun; onlar, bunu mutlaka eğlenerek dinlemişlerdir. Facebook'ta Paylaş
3 Kalbleri gaflet içerisinde. Zulmedenler gizlice fısıldaştılar: Bu sizin gibi bir insandan başka bir şey midir? Siz, göre göre büyüye mi aldanacaksınız? Facebook'ta Paylaş
4 Dedi ki: Benim Rabbım; gökte ve yerde söyleneni bilir. O; Semi´dir. Alim´dir Facebook'ta Paylaş
5 Onlar: Hayır, bunlar saçma sapan rüyalardır. Hayır onu uydurmuştur, hayır o, şairdir. Haydi önceki peygamberler gibi o da bize bir mucize getirsin dediler. Facebook'ta Paylaş
6 Onlardan önce helak etmiş olduğumuz kasaba halkı iman etmemişti. Şimdi bunlar mı iman edecekler? Facebook'ta Paylaş
7 Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız; zikir ehline sorun. Facebook'ta Paylaş
8 Biz onları; yemek yemez bir ceset kılmadık ve onlar, ebedi de değillerdi Facebook'ta Paylaş
9 Nihayet onlara verdiğimiz sözün doğruluğunu gösterdik. Kendilerini ve dilediklerimizi kurtardık, aşırı gidenleri de yok ettik. Facebook'ta Paylaş
10 Andolsun ki; size, içinde zikrinizin bulunduğu bir Kitab indirdik. Hala akletmiyor musunuz? Facebook'ta Paylaş
11 Biz, zulmeden nice kasabayı kırıp geçirdik. Ve onlardan sonra başka bir kavmi var ettik. Facebook'ta Paylaş
12 Bizim baskınımızı hissettikleri zaman; onlar, oradan kaçmaya yelteniyordu Facebook'ta Paylaş
13 Koşup kaçmayın, size nimet verilen yere, yurtlarınıza dönün. Elbette sorguya çekileceksiniz. Facebook'ta Paylaş
14 Dediler ki: Vay başımıza gelenlere; doğrusu biz, zalimler idik. Facebook'ta Paylaş
15 Bu haykırmaları devam edip dururken Biz; onları, biçilmiş bir ot, sönmüş bir ocak haline getirdik. Facebook'ta Paylaş
16 Biz; göğü, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. Facebook'ta Paylaş
17 Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, elbette onu kendi katımızdan edinirdik. Fakat asla edinmedik. Facebook'ta Paylaş
18 Hayır Biz; gerçeği batılın tepesine indiririz de onun beynini parçalar. Bir de bakarsın ki; o, yok olup gitmiştir. Allah´a yakıştırdıklarınızdan dolayı yazıklar olsun size. Facebook'ta Paylaş
19 Göklerde ve yerde ne varsa O´nundur. Katında olanlar O´na kulluk etmekten büyüklenmezler ve usanmazlar. Facebook'ta Paylaş
20 Gece gündüz hiç durmaksızın O´nu tesbih ederler. Facebook'ta Paylaş
21 Yoksa onlar; yerden bir takım tanrılar edindiler de onlar mı ölüleri diriltecekler? Facebook'ta Paylaş
22 Eğer göklerde ve yerde Allah´tan başka tanrılar olsaydı; bunların ikisi de muhakkak bozulup gitmişti. Arş´ın Rabbı olan Allah; onların nitelendirdiklerinden münezzehtir. Facebook'ta Paylaş
23 O; yaptığından sorumlu değildir, fakat onlar sorumludurlar. Facebook'ta Paylaş
24 Yoksa O´ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki: Kesin delilinizi getirin işte benimle birlikte olanların zikri ve benden öncekilerin zikri. Hayır onların çoğu hakkı bilmezler de onun için yüz çevirirler. Facebook'ta Paylaş
25 Senden önce gönderdiğimiz her peygambere mutlaka: Ben´den başka tanrı yoktur. Bana kulluk edin, diye vahyetmişizdir. Facebook'ta Paylaş
26 Dediler ki: Rahman çocuk edindi. O´nun şanı yücedir. Hayır, onlar ikram edilmiş kullardır. Facebook'ta Paylaş
27 Onlar, sözle asla O´nun önüne geçemezler. Ancak O´nun emriyle hareket ederler. Facebook'ta Paylaş
28 O, onların önlerindekilerini de bilir, arkalarındakini de bilir. Onlar, Allah´ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler ve O´nun korkusundan titrerler. Facebook'ta Paylaş
29 Bunlardan kim: Tanrı O değil de benim derse; onu derhal cehennemle cezalandırırız. Biz, zalimlerin cezasını böyle veririz. Facebook'ta Paylaş
30 O küfredenler görmezler mi ki; gökler ve yer bitişikken Biz ayırdık onları. Ve her şeyi sudan canlı kıldık. Hala inanmıyorlar mı? Facebook'ta Paylaş
31 Onlar sarsılmasın diye yeryüzünde sabit dağlar yerleştirdik. Doğru yoldan gitsinler diye orada geniş yollar açtık. Facebook'ta Paylaş
32 Gökyüzünü de korunmuş bir tavan kıldık. Fakat onlar, bundaki ayetlerden yüz çeviriyorlar. Facebook'ta Paylaş
33 Geceyi ve gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O´dur. Her biri bir yörüngede yüzer. Facebook'ta Paylaş
34 Senden önce hiç bir insanı ebedi kılmadık. Sen ölürsen; onlar baki mi kalırlar? Facebook'ta Paylaş
35 Her nefis ölümü tadıcıdır. Bir imtihan olarak sizi iyilik ve kötülükle deneriz. Sonunda, Bize döndürüleceksiniz. Facebook'ta Paylaş
36 Küfredenler seni gördükleri zaman, alaya almaktan başka bir şey yapmazlar. Ve: Tanrılarınızı diline dolayan bu mudur? derler. İşte Rahman´ın kitabını inkar edenler onlardır. Facebook'ta Paylaş
37 İnsan aceleden yaratılmıştır. Size ayetlerimi göstereceğim. Ama o kadar çabuk istemeyin. Facebook'ta Paylaş
38 Doğru sözlüler iseniz bu vaad ne zaman? derler. Facebook'ta Paylaş
39 O küfredenler; yüzlerinden ve sırtlarından ateşi engellemeyecekleri ve yardım göremeyecekleri zamanı keşki bilseler. Facebook'ta Paylaş
40 Doğrusu o aniden gelecek ve onları şaşırtacaktır. Artık onu geri çevirmeye güçleri yetmeyecektir. Ve onlara mühlet de verilmeyecektir. Facebook'ta Paylaş
41 Andolsun ki; senden önce de bir çok peygamberle alay edilmişti. Ama alaya alanları, eğlendikleri şey mahvetmişti. Facebook'ta Paylaş
42 De ki: Geceleyin ve gündüzün sizi Rahman´dan kim koruyabilir? Ne var ki onlar, Rabblarının zikrinden yüz çevirmektedirler. Facebook'ta Paylaş
43 Yoksa kendilerini Bize karşı savunacak tanrıları mı var? Oysa bunlar kendilerine bile yardım edemezler. Bizden yakınlık da görmezler. Facebook'ta Paylaş
44 Evet Biz; onlara da, atalarına da geçimlikleri verdik. Öyle ki ömürleri kendilerine uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki; Biz; o yeryüzüne gelip çevresinden eksiltip durmaktayız. Onlar mıdır galip gelenler şu halde? Facebook'ta Paylaş
45 De ki: Ben ancak sizi vahiy ile uyarıyorum. Sağırlar uyarıldıkları zaman çağrıyı işitmezler. Facebook'ta Paylaş
46 Andolsun ki Rabbının azabından onlara bir esinti dokunsa; eyvahlar bize, doğrusu biz gerçekten zalimlermişiz, diyeceklerdir. Facebook'ta Paylaş
47 Biz; kıyamet günü adalet terazilerini kurarız. Hiç kimse hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmaz. Hardal tanesi kadar bile olsa yapılanı ortaya koyarız. Hesab görenler olarak da Biz, yeteriz. Facebook'ta Paylaş
48 Andolsun ki; Biz Musa ile Harun´a Furkan ışık, takva sahibleri için de bir zikir verdik. Facebook'ta Paylaş
49 Onlar ki görmedikleri halde, Rabblarından korkarlar ve kıyamet saatından titrerler. Facebook'ta Paylaş
50 İşte bu da Bizim indirdiğimiz mübarek bir zikirdir. Yoksa siz onu inkar mı ediyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
51 Andolsun ki; Biz, daha önce İbrahim´e de rüşdünü vermiştik. Ve Biz onu bilenlerdik. Facebook'ta Paylaş
52 Hani o, babasına ve kavmine demişti ki: Şu tapınıp durduğunuz heykeller de nedir? Facebook'ta Paylaş
53 Onlar da: Babalarımızı bunlara tapar bulduk, demişlerdi. Facebook'ta Paylaş
54 O: Andolsun ki sizler de, babalarınız da apaçık bir sapıklık içerisindesiniz, demişti. Facebook'ta Paylaş
55 Onlar: Sen, bize gerçeği mi getirdin, yoksa bizimle eğleniyor musun? dediler Facebook'ta Paylaş
56 O da dedi ki: Hayır, Rabbınız göklerin ve yerin Rabbıdır ki onları, O yaratmıştır. Ve ben bunlara şahidlik edenlerdenim. Facebook'ta Paylaş
57 Allah´a yemin ederim ki; siz, arkanızı dönüp gittikten sonra putlarınıza bir tuzak kuracağım. Facebook'ta Paylaş
58 Derken hepsini paramparça edip içlerinden büyüğünü, ona başvursunlar diye sağlam bıraktı. Facebook'ta Paylaş
59 Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Doğrusu o zalimlerden biridir, dediler. Facebook'ta Paylaş
60 Dediler ki: Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını duymuştuk. Facebook'ta Paylaş
61 Dediler ki: O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin. Facebook'ta Paylaş
62 Ey İbrahim; tanrılarımıza bu işi sen mi yaptın? dediler. Facebook'ta Paylaş
63 Dedi ki: Belki onu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorsa onlara sorun. Facebook'ta Paylaş
64 Bunun üzerine kendilerine dönüp dediler ki: Hiç şüphesiz zalimler sizsiniz siz. Facebook'ta Paylaş
65 Sonra eski kafalarına döndürüldüler: Bunların konuşamayacağını, andolsun ki; sen de bilirsin, dediler. Facebook'ta Paylaş
66 Dedi ki: O halde Allah´ı bırakıp da size hiç bir fayda veya zarar veremeyecek şeylere ne diye taparsınız? Facebook'ta Paylaş
67 Yuh olsun size ve Allah´tan başka taptıklarınıza. Daha akıllanmayacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
68 Onlar: Bir şey yapacaksanız şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin, dedi Facebook'ta Paylaş
69 Biz de: Ey ateş; İbrahim´e serin ve selamet ol, dedik. Facebook'ta Paylaş
70 Ona düzen kurmak istediler. Ama Biz, onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık. Facebook'ta Paylaş
71 Onu da, Lut´u da alemler için mübarek kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık Facebook'ta Paylaş
72 Ona İshak´ı, üstelik bir de Yakub´u ihsan ettik. Ve her birini salih kimseler kıldık. Facebook'ta Paylaş
73 Onları emrimizle insanlara doğru yolu gösteren imamlar kıldık. Ve onlara hayırlar yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Ve onlar, Bize kulluk eden kimselerdi. Facebook'ta Paylaş
74 Lut´a da. Ona hüküm ve ilim verdik, onu çirkin işler yapan o memleketten kurtardık. Doğrusu onlar, yoldan çıkmış kötü bir kavim idiler. Facebook'ta Paylaş
75 Ve onu rahmetimize kattık. Doğrusu o, salih kimselerdendi. Facebook'ta Paylaş
76 Nuh´u da. Hani daha önceleri Bize niyaz etmişti. Onun duasını kabul edip kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık. Facebook'ta Paylaş
77 Ayetlerimizi yalanlayan kavme karşı ona yardım ettik. Doğrusu onlar; kötü bir kavim idiler. Biz de hepsini birden suda boğduk. Facebook'ta Paylaş
78 Davud ve Süleyman´a da. Hani kavmin koyunlarının yayıldığı bir ekin hakkında hüküm veriyorlarken; Biz, onların hükmüne şahidlerdik. Facebook'ta Paylaş
79 Biz bu hükmü hemen Süleyman´a belletmiştik. Her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye dağları ve kuşları buyruk altına aldık. Bunları yapanlar Bizdik. Facebook'ta Paylaş
80 Biz, ona; sizi savaşta korumak için zırh yapma sanatını öğrettik. Artık şükreder misiniz? Facebook'ta Paylaş
81 Süleyman´a da şiddetli esen rüzgarı müsahhar kıldık. Rüzgar, onun emri ile mübarek kıldığımız yere doğru eserdi. Ve Biz, her şeyi bilenleriz. Facebook'ta Paylaş
82 Denize dalacak ve bundan başka işler görecek şeytanları da onun emrine verdik. Onları gözetenler de Bizdik. Facebook'ta Paylaş
83 Eyyub´a da. Hani Rabbına niyaz etmiş: Bu dert beni sarıverdi. Sen, merhametlilerin merhametlisisin, demişti. Facebook'ta Paylaş
84 Biz de onun duasını kabul etmiş ve uğradığı sıkıntıyı kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere, ona hem ailesini, hem de bir katını vermiştik. Facebook'ta Paylaş
85 İsmail´e, İdris´e ve Zülkifl´e de. Onların her biri sabredenlerdendi. Facebook'ta Paylaş
86 Ve onları rahmetimize kattık. Doğrusu onlar; salih kimselerdendi. Facebook'ta Paylaş
87 Zünnun´a da. Hani o, öfkelenerek giderken kendisine güç yetiremeyeceğimizi sanmıştı. Ama sonunda karanlıklar içinde: Sen´den başka hiç bir ilah yoktur. Tenzih ederim seni, doğrusu ben, haksızlık edenlerden oldum, diye niyaz etmişti. Facebook'ta Paylaş
88 Biz de onun duasını kabul edip üzüntüden kurtarmıştık. İşte inananları böyle kurtarırız. Facebook'ta Paylaş
89 Zekeriyya´ya da. Hani o, Rabbına niyaz etmiş ve Rabbım; beni tek başıma bırakma. Sen, varislerin en hayırlısısın, demişti. Facebook'ta Paylaş
90 Biz de ona icabet ederek Yahya´yı ihsan etmiş, eşini doğum yapabilecek bir hale getirmiştik. Doğrusu onlar; hayırlı şeylerde yarışıyorlar, korkarak ve umarak bize yalvarıyorlardı. Bize karşı derin saygı duyuyorlardı Facebook'ta Paylaş
91 Mahrem yerini koruyana da ruhumuzdan üflemiş; onu da, oğlunu da alemler için bir ayet kılmıştık. Facebook'ta Paylaş
92 Gerçekten şu sizin ümmetiniz, bir tek ümmettir. Ve Ben de Rabbınızım, artık yalnız Bana ibadet edin. Facebook'ta Paylaş
93 Onlar aralarında kendi işlerinde bölük bölük oldular. Ama hepsi Bize döneceklerdir. Facebook'ta Paylaş
94 Artık inanmış olarak salih amel işleyenlerin ameli inkar edilmez. Ve Biz onu yazanlarız. Facebook'ta Paylaş
95 Helak ettiğimiz kasaba halkına da haramdır. Onlar geri dönmezler. Facebook'ta Paylaş
96 Ye´cuc ve Me´cuc açılıp da her tepeden ve dereden akın ettikleri vakit. Facebook'ta Paylaş
97 Ve gerçek vaad yaklaştığı zaman; o küfredenlerin gözleri belerip kalır: Vah bize, bundan önce gaflet içindeydik, biz gerçekten zalimler idik. Facebook'ta Paylaş
98 Siz ve Allah´tan başka taptıklarınız, şüphesiz ki cehennem odunusunuz. Oraya gireceksiniz. Facebook'ta Paylaş
99 Şayet bunlar tanrı olsaydı; oraya girmezlerdi. Ve hepsi orada temelli kalacaklardır. Facebook'ta Paylaş
100 Orada inim inim inleyecekler ve bir şey de işitmeyeceklerdir. Facebook'ta Paylaş
101 Şüphesiz ki daha önce, kendilerine Bizden güzellik vaadi geçmiş olanlar; bunlar, oradan uzaklaştırılmışlardır. Facebook'ta Paylaş
102 Onun uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar. Facebook'ta Paylaş
103 O en büyük korku bile onları tasalandırmaz. Melekler onları: Size söz verilen gün, işte bu gündür, diye karşılarlar. Facebook'ta Paylaş
104 Göğü kitab dürer gibi düreceğimiz gün; yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş bir vaad olarak onu yeniden var edeceğiz. Doğrusu Biz, yapanlar olduk. Facebook'ta Paylaş
105 Andolsun ki; Zikir´den sonra Zebur´da da yazdık ki: Yeryüzüne ancak salih kullarım varis olur. Facebook'ta Paylaş
106 Doğrusu bunda ibadet edenler için, tebliğ vardır. Facebook'ta Paylaş
107 Biz, seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik. Facebook'ta Paylaş
108 De ki: Gerçekten bana, sizin tanrınızın yalnızca bir tek tanrı olduğu vahyolunuyor. Artık Müslüman olacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
109 Şayet yüz çevirirlerse; de ki: Ben, size eşitlik üzere bildirdim. Artık tehdid edildiğiniz şeyin yakın mı, uzak mı olduğunu bilmem. Facebook'ta Paylaş
110 Doğrusu O, sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediklerinizi de bilir. Facebook'ta Paylaş
111 Bilmem. Belki bu, sizin için bir deneme ve bir süreye kadar yararlanmadır. Facebook'ta Paylaş
112 Dedi ki: Rabbım; hak ile hükmet. Rahman olan Rabbımız; sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına sığınılacak odur. Facebook'ta Paylaş