يُبَصَّرُونَهُمْ ۚ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ |
ARAPÇA LATİN |
Yubassarûnehum yeveddul mucrimu lev yeftedî min azâbi yevmi izin bi benîh(benîhi). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(11-14) Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın. |
|
DİYANET VAKFI |
(11-14) Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın. |
|
ELMALILI SADE |
Birbirlerine gösterilirlerken, suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(11-12) Onlar birbirlerine gösterilirler. Günahkar olan temenni eder ki, o günün azabından dolayı oğullarını feda etsin. Ve refikasını ve kardeşini feda etsin. |
|
FİZİLALİL KURAN |
birbirlerine gösterirler. Suçlu ister ki o günün azabından kurtulmak için fidye versin: oğullarını, |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Birbirlerini görüp tanırlar da ve suçlu, o günün azâbına karşılık oğlunu da vermek ister. |
|
İBN-İ KESİR |
Yalnız birbirine gösterilirler. Suçlu kişi; o günün azabından kurtulmak için oğullarını feda etmek ister. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onlar birbirlerine gösterirler. Bir suçlu günahkar, o günün azabını karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister; |
|
BEKİR SADAK |
(11-14) Onlar birbirlerine yalniz gosterilirler. Suclu kimse o gunun azabindan kurtulmak icin ogullarini, ailesini, kardesini, kendisini barindirmis olan sulalesini ve yeryuzunde bulunan herkesi feda etmek ve boylece kendisini kurtarmak ister. |
|
CELAL YILDIRIM |
(11-12-13-14) Birbirlerine gösterilirler (ama) suçlu günahkârlar o günün azabına karşılık oğullarını, eşini, kardeşini, kendisini barındıran kabile ve obasını ve yeryüzündeki her şeyi fidye verip kendini kurtarmak ister. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onlar birbirine (sâdece) gösterilirler. Günahkâr o günün azabından (kurtulmak için şunları) feda etmeği arzu eder: Oğullarını, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(O kıyamet gününde akraba ve hısımlar) birbirlerine gösterilirler; (fakat herkes kendi derdi ile meşgul olduğundan birbirlerini tanıyamazlar). Mücrim (müşrik), o günün azabından kurtulmak için ister ki, fidye (bedel) verse oğullarını, |
|
ALİ BULAÇ |
Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu-günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister; |
|