نَزَّاعَةً لِلشَّوَىٰ |
ARAPÇA LATİN |
Nezzâaten liş şevâ. |
|
DİYANET İŞLERİ |
(15-16) Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz cehennem, derileri kavurup çıkaran alevli ateştir. |
|
DİYANET VAKFI |
Derileri kavurup soyar. |
|
ELMALILI SADE |
Derileri soyan ateştir. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(15-16) Hayır. Asla. Şüphe yok ki o bir mühim ateştir. Nâsın derisi için bir soyup dağıtıcıdır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Deriler kavurur, soyar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ne el bırakmadadır, ne ayak, ne et bırakmadadır, ne deri. |
|
İBN-İ KESİR |
Deriyi soyup kavurandır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Başın derisini kavurup soyar. |
|
BEKİR SADAK |
(15-18) Hayir, olmaz... Orada sirtini cevirip yuzgeri edeni, malini toplayip kimseye hakkini vermeden saklayani cagiran, deriyi soyup kavuran, alevli ates vardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Bedenin etrafını ve organlarını koparırcasına kavurur. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
bedenin bütün uzuvlarını söküb koparandır (o). |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Eli ayağı, (bütün uzuvları) söküp çıkarandır. |
|
ALİ BULAÇ |
Başın derisini kavurup-soyar. |
|