لِلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ |
ARAPÇA LATİN |
Lis sâili vel mahrûm(mahrûmi). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(24-25) Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir. |
|
DİYANET VAKFI |
(24-25) Mallarında, isteyene ve (isteyemediği için) mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar; |
|
ELMALILI SADE |
Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Dilenen ve mahrum olan için. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Saile ve mahruma. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
İsteyene ve mahrûm olana. |
|
İBN-İ KESİR |
Dilenen ve yoksula. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Yoksul ve yoksun olan(lar) için. |
|
BEKİR SADAK |
(22-27) Ancak namaz kilip namazlarinda yoksul ve yoksuna belirli bir hak taniyanlar, ceza gununu dogrulayanlar, Rablerinin azabindan korkanlar boyle degildir. |
|
CELAL YILDIRIM |
(24-25) Mallarında, muhtaç durumda olana, maldan yoksun bulunana belirli bir hak ayıranlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(24-25) Mallarında sâil ve mahrum için belli bir hak tanıyanlar, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Hem dilenen, hem de iffetinden dilenemiyen için... |
|
ALİ BULAÇ |
Yoksul ve yoksun olan(lar)için. |
|