عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا |
ARAPÇA LATİN |
Aynen yeşrebu bihâ ibâdullâhi yufeccirûnehâ tefcîrâ(tefcîren). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar. |
|
DİYANET VAKFI |
(Bu,) Allah´ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır. |
|
ELMALILI SADE |
Allah´ın kullarının içtiği bir çeşme ki güzel yollar açarak onu akıtırlar da akıtırlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Bir çeşmedir ki ondan Allah´ın muttakî kulları içer, onu akıtmakla akıtıverirler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bu Allah´ın iyi kullarının istedikleri yere akmasını sağlayarak içebilecekleri bir pınardır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Allah´ın has kullarının içtiği bu şarap, bir kaynaktan çıkar ki onlar, diledikleri gibi, diledikleri yerlerde, onu akıtıp fışkırtırlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Bu; yalnız Allah´ın kullarının, taşıra taşıra içebileceği bir pınardır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Allah´ın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak; onu fışkırttıkça fışkırtıp akıtırlar. |
|
BEKİR SADAK |
Bu ancak Allah ´in kullarinin tasira tasira icebilecegi bir pinardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Bir pınardan ki Allah´ın kulları ondan içer de fışkırttıkça fışkırtırlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(O kâfuur) bir pınardır ki onu (ancak) Allahın (velî) kulları içerler. Onu (nereye isterlerse kolayca) akıtırlar, fışkırtırlar. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(O şarabın katığı olan Kâfur) bir kaynaktır ki, ondan Allah’ın kulları içerler. İstedikleri yere onu kolayca akıtırlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Allah´ın kullarının kendisinden içtikleri bir kaynak; onu fışkırttıkça fışkırtıp akıtırlar. |
|