Hicr Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Elif, Lâm, Râ. Bunlar kitabın ve Kur´an-ı Mübîn´in âyetleridir. Facebook'ta Paylaş
2 O kâfir olanlar, çok kere arzu edeceklerdir ki, keşke müslüman olmuş olsaydılar. Facebook'ta Paylaş
3 Onları bırak, yesinler ve faidelensinler ve onları arzuları oyalayadursun. Artık yakında bileceklerdir. Facebook'ta Paylaş
4 Ve hiçbir ülkeyi helâk etmedik ki, illâ onun için malum bir kitap vardır. Facebook'ta Paylaş
5 Hiçbir ümmet, ecelini ne geçebilir ve ne de geciktirebilirler. Facebook'ta Paylaş
6 Ve dediler ki: «Ey üzerine kitap indirilmiş olan! (zât) Şüphe yok sen elbette bir mecnûnsun.» Facebook'ta Paylaş
7 «Eğer sen sâdıklardan isen bize melekleri getirmeli değil misin?» Facebook'ta Paylaş
8 Biz melekleri ancak hak ile indiririz ve o zaman (münkirlerin) kendilerine bir mühlet verilmiş olmazlar. Facebook'ta Paylaş
9 Şüphe yok ki, o Kur´an´ı Biz indirdik Biz. Ve muhakkak ki, onun için muhafız olanlar da Bizleriz. Facebook'ta Paylaş
10 Ve andolsun ki, senden evvelki kavimler arasında da (peygamberler) göndermiştik. Facebook'ta Paylaş
11 Ve onlara bir peygamber gelmezdi ki, illâ onunla istihzâda bulunur olmuşlardı. Facebook'ta Paylaş
12 İşte böylece onu (o istihzâyı) günahkâr olanların kalplerine sokarız. Facebook'ta Paylaş
13 Onlar buna, (bu Kur´an´a) inanmazlar. Halbuki, evvelkilerin sünneti (başlarına gelen felaketler) gelip geçmiştir. Facebook'ta Paylaş
14 Ve eğer onların üzerine gökten bir kapı açsak da oradan yukarıya çıkacak olsalar, Facebook'ta Paylaş
15 Elbette diyeceklerdir ki: «Muhakkak gözlerimiz döndürülmüştür, belkide biz büyülenmiş bir cemaatiz.» Facebook'ta Paylaş
16 Andolsun ki, Biz gökte burçlar yaptık ve onu nazar edenler için tezyin ettik. Facebook'ta Paylaş
17 Ve onu her bir taşlanmış şeytandan koruduk. Facebook'ta Paylaş
18 Ancak o ki, kulak hırsızlık etmiş olur. Artık onu da apaçık bir ateş parçası takip eder. Facebook'ta Paylaş
19 Yeryüzünü de yaydık ve onda sabit dağlar bıraktık. Ve onda her bir ölçülmüş şeyden bitirdik. Facebook'ta Paylaş
20 Ve sizin için ve rızıklarını verir olmadığınız kimseler için orada yaşama sebeplerini vücuda getirdik. Facebook'ta Paylaş
21 Ve hiçbir şey yoktur ki illâ onun hazineleri Bizim nezdimizdedir. Ve onu indirmeyiz. Ancak malum bir miktar ile (indiririz). Facebook'ta Paylaş
22 Ve rüzgârları da aşılayıcılar olarak gönderdik. Sonra gökten su indirdik de onunla sizleri suvardık ve siz onun için hazinedar değilsiniz. Facebook'ta Paylaş
23 Ve muhakkak ki Biz, evet Biz elbette diriltir ve öldürürüz. Varisler olanlar da Bizleriz. Facebook'ta Paylaş
24 Andolsun ki, Biz elbette sizden önce geçenleri de, geri kalanları da biliriz. Facebook'ta Paylaş
25 Ve şüphe yok. Senin Rabbindir ki, O onları haşredecektir. Muhakkak ki, O hakîmdir, alîmdir. Facebook'ta Paylaş
26 Muhakkak ki, Biz insanı kuru bir çamurdan, tegayyür etmiş bir balçıktan yarattık. Facebook'ta Paylaş
27 Cin tâifesini de evvelce bir dumansız ateşten yaratmıştık. Facebook'ta Paylaş
28 Ve yâd et o zamanı ki, Rabbin meleklere demişti ki: «Ben kuru bir çamurdan, bir suretlenmiş balçıktan bir insan yaratıcıyım.» Facebook'ta Paylaş
29 «Artık Ben onu tesviye ettiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman siz hemen onun için secde ediciler olarak yere kapanın.» Facebook'ta Paylaş
30 Bunun üzerine bütün melekler hep birden secde ettiler. Facebook'ta Paylaş
31 Şeytan müstesna. O secde edenler ile beraber bulunmaktan kaçındı. Facebook'ta Paylaş
32 (Cenâb-ı Hak) buyurdu ki: «Ey Şeytan! Senin için ne var ki, secde edenler ile beraber olmayasın?» Facebook'ta Paylaş
33 (Şeytan) Dedi ki: «Kuru bir çamurdan, sûretlenmiş bir balçıktan yaratmış olduğun bir insana ben secde etmek için olmadım.» Facebook'ta Paylaş
34 (Hak Teâlâ da) Buyurdu ki: «Artık çık oradan, muhakkak ki, sen kovulmuşundur.» Facebook'ta Paylaş
35 (35-36) «Ve şüphe yok ki, Kıyamet gününe kadar lânet senin üzerinedir.» (Şeytan da) Dedi ki: «Yarabbi! Öyle ise kabirlerinden kaldırılacakları güne kadar bana mühlet ver.» Facebook'ta Paylaş
36 (35-36) «Ve şüphe yok ki, Kıyamet gününe kadar lânet senin üzerinedir.» (Şeytan da) Dedi ki: «Yarabbi! Öyle ise kabirlerinden kaldırılacakları güne kadar bana mühlet ver.» Facebook'ta Paylaş
37 (37-38) (Allah Teâlâ da) buyurdu ki: «Artık şüphe yok, sen mühlet verilmişlerdensin.» «Malum olan vakit gününe kadar.» Facebook'ta Paylaş
38 (37-38) (Allah Teâlâ da) buyurdu ki: «Artık şüphe yok, sen mühlet verilmişlerdensin.» «Malum olan vakit gününe kadar.» Facebook'ta Paylaş
39 (Şeytan) Dedi ki: «Beni azdırdığından dolayı ben de herhalde onlar için yeryüzünde bezeyeceğim ve onların hepsini azdıracağım.» Facebook'ta Paylaş
40 «Onlardan muhlisler olan kulların müstesna.» Facebook'ta Paylaş
41 (41-42) (Cenâb-ı Hak) Buyurdu ki: «Bu bana ait dosdoğru bir yoldur. Şüphe yok ki, benim kullarımın üzerinde senin için bir saltanat yoktur, ancak azgınlardan sana ittiba etmiş olanlar müstesna.» Facebook'ta Paylaş
42 (41-42) (Cenâb-ı Hak) Buyurdu ki: «Bu bana ait dosdoğru bir yoldur. Şüphe yok ki, benim kullarımın üzerinde senin için bir saltanat yoktur, ancak azgınlardan sana ittiba etmiş olanlar müstesna.» Facebook'ta Paylaş
43 «Ve muhakkak ki, onların hepsine elbette vaadolunmuş olan yer, cehennemdir.» Facebook'ta Paylaş
44 «Onlar için yedi kapı vardır. Herbir kapı için onlardan ayrılmış bir cüz vardır.» Facebook'ta Paylaş
45 «Muttakî olanlar ise muhakkak ki, cennetler ve pınarlar içindedirler.» Facebook'ta Paylaş
46 «Oraya eminler olarak selâm ile giriveriniz.» Facebook'ta Paylaş
47 Ve onların sinelerindeki kirden olan şeyleri çıkarıp attık. Onlar tahtlar üzerinde kardeşler olarak karşı karşıya bulunacaklardır. Facebook'ta Paylaş
48 Onlara orada bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak da değillerdir. Facebook'ta Paylaş
49 (49-50) Kullarıma haber ver, Ben, şüphe yok ki Ben, yarlığayıcıyım, ziyâdesiyle esirgeciyim. Muhakkak ki, Benim azabım da o pek acıklı bir azaptır. Facebook'ta Paylaş
50 (49-50) Kullarıma haber ver, Ben, şüphe yok ki Ben, yarlığayıcıyım, ziyâdesiyle esirgeciyim. Muhakkak ki, Benim azabım da o pek acıklı bir azaptır. Facebook'ta Paylaş
51 Onlara İbrahim´in misafirlerinden de haber ver. Facebook'ta Paylaş
52 O vakit ki, O´nun huzuruna girmişler de selâm vermişlerdi. O da, «Biz sizden hakikaten korkuyoruz,» demişti. Facebook'ta Paylaş
53 (Onlar da) Demişlerdi ki: «Korkma, muhakkak seni ziyade bilgin bir oğul ile müjdeleriz.» Facebook'ta Paylaş
54 Dedi ki: «Bana müjde verir misiniz ki, üzerime ihtiyarlık çökmüştür. Artık beni ne ile müjdeliyorsunuz?» Facebook'ta Paylaş
55 Dediler ki: «Seni hak ile müjdeledik, artık sen ümitsizliğe düşmüş olanlardan olma.» Facebook'ta Paylaş
56 Dedi ki: «Sapıtmışlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini keser.» Facebook'ta Paylaş
57 Ve dedi ki: «Ey elçiler! Artık işiniz nedir?» Facebook'ta Paylaş
58 Dediler ki: «Muhakkak biz, mücrimler olan bir kavime gönderilmişizdir.» Facebook'ta Paylaş
59 «Lût´un efrâd-ı ailesi müstesna. Şüphesiz ki, biz onların hepsini kurtaracağız.» Facebook'ta Paylaş
60 Zevcesi başka, takdir ettik ki, muhakkak o, elbette (azapta) kalacaklardandır. Facebook'ta Paylaş
61 Vaktâ ki, gönderilmiş olanlar, Lût´un âl´ine geldiler. Facebook'ta Paylaş
62 (Lut aleyhisselâm) Dedi ki: «Muhakkak siz, meçhul bir tâifesiniz.» Facebook'ta Paylaş
63 (63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.» Facebook'ta Paylaş
64 (63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.» Facebook'ta Paylaş
65 (65-66) «Artık efrâd-ı aileni gecenin bir kısmında yürüt (yola çıkar) sen de arkalarını takib et ve sizden hiç biri ardına dönüp bakmasın ve emrolunduğunuz tarafa geçip gidiniz.» Ve ona (Hazreti Lût´a) şu emri kat´iyyen vahyettik ki, onların arkaları sabaha çıkacakları vakit elbette kesilmiş olacaktır. Facebook'ta Paylaş
66 (65-66) «Artık efrâd-ı aileni gecenin bir kısmında yürüt (yola çıkar) sen de arkalarını takib et ve sizden hiç biri ardına dönüp bakmasın ve emrolunduğunuz tarafa geçip gidiniz.» Ve ona (Hazreti Lût´a) şu emri kat´iyyen vahyettik ki, onların arkaları sabaha çıkacakları vakit elbette kesilmiş olacaktır. Facebook'ta Paylaş
67 (67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah´tan korkun ve beni utandırmayın.» Facebook'ta Paylaş
68 (67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah´tan korkun ve beni utandırmayın.» Facebook'ta Paylaş
69 (67-69) Ve şehir ahalisi birbirini müjdeliyerek geldiler. (Hazret-i Lût) Dedi ki: «Şüphe yok, onlar benim misafirlerimdir. Artık beni rüsvay etmeyin. Ve Allah´tan korkun ve beni utandırmayın.» Facebook'ta Paylaş
70 (Kavmi de) Dediler ki: «Biz seni âlemlerin işine karışmaktan men etmiş değil miydik?» Facebook'ta Paylaş
71 (Hazret-i Lût) da dedi ki: «İşte onlar benim kızlarımdır. Eğer siz (teehhül) yapacak kimseler iseniz.» Facebook'ta Paylaş
72 Ömrüne andolsun ki, şüphe yok, onlar kendi sarhoşlukları içinde şaşırıp durur kimseler idi. Facebook'ta Paylaş
73 Artık onları işrak vaktine girdikleri sırada, o sayha tutuverdi. Facebook'ta Paylaş
74 Hemen onların üstünü altına getirdik ve onların üzerine balçıktan yapılmış taşlar yağdırdık. Facebook'ta Paylaş
75 Şüphe yok ki, bunda düşünceli kimseler için elbette ibretler vardır. Facebook'ta Paylaş
76 (76-77) Ve şüphe yok ki, o bir sabit yoldur. Muhakkak ki, bunda mü´minler için elbette bir ibret vardır. Facebook'ta Paylaş
77 (76-77) Ve şüphe yok ki, o bir sabit yoldur. Muhakkak ki, bunda mü´minler için elbette bir ibret vardır. Facebook'ta Paylaş
78 Ve şüphe yok ki, Eyke ahalisi de elbette zalimler idi. Facebook'ta Paylaş
79 Artık onlardan da intikam aldık ve şüphe yok ki, ikisi de elbette apaçık öndedirler. Facebook'ta Paylaş
80 Kasem olsun ki Hicr ahalisi de peygamberleri tekzîp etmişlerdir. Facebook'ta Paylaş
81 Ve onlara âyetlerimizi vermiş idik de onlardan yüz çevirici olmuşlardı. Facebook'ta Paylaş
82 Ve onlar emniyet içinde olarak dağlardan evler yontar olmuşlardı. Facebook'ta Paylaş
83 Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu. Facebook'ta Paylaş
84 Artık o kazanageldikleri şeyleri kendilerini kurtaramadı. Facebook'ta Paylaş
85 Ve semaları ve yeri ve aralarında olanları yaratmadık, ancak hak ile yarattık ve Kıyamet anı da elbette gelecektir. Artık sen güzel bir kaçınmakla kaçın. Onlardan yüz çevir. Facebook'ta Paylaş
86 Şüphe yok ki, senin Rabbindir bihakkın bilen, ziyâdesiyle yaratıcı olan ancak O´dur. Facebook'ta Paylaş
87 Zâtı akdesime kasem olsun ki, sana tekrarlanan yediyi (Fatiha sûresini) ve büyük Kur´an´ı verdik. Facebook'ta Paylaş
88 Sakın onlardan bazı sınıfları faidelendirmiş olduğumuz şeylere iki gözünü uzatma ve onlara karşı mahzun olma ve mü´minler için kanatlarını indir. Facebook'ta Paylaş
89 Ve de ki: «Ben, şüphesiz ben (sizi azab-ı ilâhî ile) apaçık korkutucuyum.» Facebook'ta Paylaş
90 Nitekim (o azabı,) taksimcilerin üzerlerine indirmiştik. Facebook'ta Paylaş
91 O kimseler (in üzerine ki, Kur´an´ı) taksime uğratmak istemişlerdi. Facebook'ta Paylaş
92 İmdi Rabbine andolsun ki, elbette onlara, hepsine soracağız. Facebook'ta Paylaş
93 Bütün yapar olduklarından. Facebook'ta Paylaş
94 Artık sen emir olunduğun şeyi izhar et ve müşrik olanlara aldırış etme. Facebook'ta Paylaş
95 Şüphe yok ki, Biz o müstehzîlere karşı sana yeteriz. Facebook'ta Paylaş
96 Onlar ki, Allah Teâlâ ile beraber başka tanrı edinirler. Artık yakında bileceklerdir. Facebook'ta Paylaş
97 Andolsun ki, biliyoruz, söyledikleri şeyden dolayı senin göğsün muhakkak ki, darlaşıyor. Facebook'ta Paylaş
98 Sen hemen Rabbine hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. Facebook'ta Paylaş
99 Ve sana ölüm gelinceye değin Rabbine ibadet et. Facebook'ta Paylaş