فَآتِ ذَا الْقُرْبَىٰ حَقَّهُ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ ۚ ذَٰلِكَ خَيْرٌ لِلَّذِينَ يُرِيدُونَ وَجْهَ اللَّهِ ۖ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe âti zel kurbâ hakkahu vel miskîne vebnes sebîl(sebîli), zâlike hayrun lillezîne yurîdûne vechallâhi ve ulâike humul muflihûn(muflihûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. |
|
DİYANET VAKFI |
O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah´ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. |
|
ELMALILI SADE |
O halde yakınlığı olana da hakkını ver, yoksula da yolcuya da... Allah´ın yüzünü isteyenler için o daha hayırlıdır; kurtuluşa erenler de işte onlardır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Artık karabet sahibine hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Bu Allah´ın cemalini dileyenler için pek hayırlıdır ve işte felâha nâil olacak olanlar da onlardır. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Allah´ın rızasını isteyenler için bu daha hayırlıdır. işte onlar kurtuluşa erenlerdir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Artık yakınlara, yoksula ve yolda kalana hakkını ver, Allah´ın rızâsını dileyenlere bu, daha hayırlıdır ve onlardır kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri. |
|
İBN-İ KESİR |
Akrabaya, yoksula ve yoloğluna hakkını ver. Bu; Allah´ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır ve işte onlar; kurtuluşa erenlerdir. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Allah´ın yüzünü (rızasını) istemekte olanlar için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler de onlardır. |
|
BEKİR SADAK |
Yakinligi olana, yoksula, yolda kalmisa hakkini ver. Allah´in rizasini dileyenler icin bu daha hayirlidir. Iste onlar saadete erenlerdir. |
|
CELAL YILDIRIM |
O halde hısımlara, yoksula, yolda kalmışa (zekât ve sadaka) hakkını ver. Bu. Allah´ın hoşnudluğunu dileyenler için hayırlıdır. Ve işte korktuğundan kurtulup umduğuna kavuşanlar da onlardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Haydi akrıbâya, yoksula, yol oğluna (yolcuya) hakkını ver. Bu, Allahın cemâlini (rızaasını) dilemekde olanlar için (her şeyden) hayırlıdır ye onlar korkduklarından emîn, umduklarına nail olanların ta kendileridir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O halde (sılâ yapmak, iyilik etmek, nafaka vermek suretiyle) akrabaya hakkını ver; yoksula ve yolcuya da... Bunlara hakkını vermek, Allah’ın rızasını istiyenler için daha hayırlıdır. Azabdan kurtulanlar da işte onlardır. |
|
ALİ BULAÇ |
Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Allah´ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır. |
|