قُلْ فَلِلَّهِ الْحُجَّةُ الْبَالِغَةُ ۖ فَلَوْ شَاءَ لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Kul fe lillâhil huccetul bâligah(bâligatu), fe lev şâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
De ki: “En üstün delil yalnızca Allah’ındır. O, dileseydi elbette sizin hepinizi doğru yola iletirdi.” |
|
DİYANET VAKFI |
De ki: Kesin delil, ancak Allah´ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi. |
|
ELMALILI SADE |
De ki: «Kesin ve açık delil ancak Allah´ındır. O, dileseydi, sizi hep birden doğru yola iletirdi.» |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
De ki: «Hüccet-i bâliğa, Allah Teâlâ´ya mahsustur. Eğer o dileseydi elbette hepinizi hidâyete erdirirdi.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
De ki; «Yetkin delil, Allah´ın tekelindedir. Eğer O dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.» |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
De ki: O halde reddedilemeyecek kesin delil, ancak Allah´ındır, elbette dileseydi hepinizi de doğru yola sevk ederdi. |
|
İBN-İ KESİR |
De ki: Üstün ve mükemmel hüccet Allah´ındır. Eğer O, dileseydi hepinizi birden hidayete kavuştururdu. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
De ki: «En ´üstün ve apaçık´ delil Allah´ındır. Eğer o dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip iletirdi.» |
|
BEKİR SADAK |
«stun delil Allah´in delilidir. O dileseydi hepinizi dogru yola eristirirdi» de. |
|
CELAL YILDIRIM |
De ki: En kesin ve üstün delil Allah´ındır; dileseydi hepinizi doğru yola eriştirirdi, (ama öyle bir kanun koymadı, size akıl ve yetenek verip doğru ve eğri yolu göstererek sizi serbest bıraktı). |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Söyle (onlara): «(Madem ki öyle bir ilminiz yokdur) o halde tam ve kâmil hüccet Allahın (hücceti) dir. İşte eğer O, dileseydi topunuzu birden elbette hidâyete kavuşdururdu». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
De ki: “-Tam hüccet Allah’ındır. O dileseydi, elbette hepinizi birden hidayete erdirirdi.” |
|
ALİ BULAÇ |
De ki: "En ´üstün ve apaçık´ delil Allah´ındır. Eğer O dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip-iletirdi." |
|