لِكُلِّ نَبَإٍ مُسْتَقَرٌّ ۚ وَسَوْفَ تَعْلَمُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Likulli nebein mustekar(mustekarrun), ve sevfe ta’lemûn(ta’lemûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz. |
|
DİYANET VAKFI |
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz. |
|
ELMALILI SADE |
Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır. Artık ileride anlarsınız. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Her bir haberin bir mukarrer zamanı vardır. Ve yakında bilirsiniz. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Her haberin bir gerçekleşme zamanı vardır. İlerde anlayacaksınız. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Her haberin mukadder bir zamanı var, siz de öğrenir, bilirsiniz yakında. |
|
İBN-İ KESİR |
Her haberin kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında bileceksiniz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Her bir haber için ´kararlaştırılmış bir zaman (müstakar) ´ vardır. Siz de bileceksiniz. |
|
BEKİR SADAK |
Her haberin gerceklesecegi bir zaman vardir ki siz onu yakinda bileceksiniz. |
|
CELAL YILDIRIM |
Her haberin kararlaştırılmış bir vakti (belirlenmiş bir saati) vardır ve siz de onu ileride görüp anlayacaksınız. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Her bir haberin kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında öğrenirsiniz». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Kur’an’daki her haberin tahakkuk edeceği muayyen bir zamanı var. Artık yakında öğrenirsiniz. |
|
ALİ BULAÇ |
Her bir haber için ´kararlaştırılmış bir zaman (müstakar)´ vardır. Siz de bileceksiniz. |
|