الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُوا إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. |
|
DİYANET VAKFI |
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldiği zaman: Biz Allah´ın kullarıyız ve biz O´na döneceğiz, derler. |
|
ELMALILI SADE |
ki başlarına bir bela geldiğinde: «Biz Allah´a aitiz ve sonunda O´na döneceğiz.» derler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Onlar ki, kendilerine bir musibet isabet ettiği zaman, «Biz Allah içiniz ve biz nihâyet ona döneceğiz,» derler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ki onların başlarına bir musibet geldiğinde; «Biz Allah için varız ve yine O´na döneceğiz» derler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
O sabredenleri ki onlar, bir musîbete uğradılar mı biz Allah´ınız, gene de gerisin geriye ona döneceğiz derler. |
|
İBN-İ KESİR |
Ki onlara bir musibet geldiği zaman; biz Allah içiniz ve yine O´na döneceğiz, derler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki; «Biz Allah´a ait (kullar) ız ve şüphesiz O´na dönücüleriz.» |
|
BEKİR SADAK |
Onlara bir musibet geldiginde: «Biz Allah´iniz ve elbette O´na donecegiz» derler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onlar ki kendilerine bir musibet dokunduğu zaman «Biz Allah´a aidiz ve sonunda O´na döndürüleceğiz» derler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Ki onlar kendilerine bir belâ geldiği zaman «Biz (dünyâda) Allanın (teslim olmuş kulları) yız ve biz (âhiretde de) ancak ona dönücüleriz» diyenlerdir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlar, o kimselerdir ki, kendilerine bir belâ geldiği zaman teslimiyet göstererek: “-Biz Allah’ın kuluyuz ve (öldükten sonra da) yine ona döneceğiz” derler. |
|
ALİ BULAÇ |
Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah´a ait (kullar)ız ve şüphesiz O´na dönücüleriz." |
|