ثُمَّ عَفَوْنَا عَنْكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Summe afevnâ ankum min ba’di zâlike leallekum teşkurûn(teşkurûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi affetmiştik. |
|
DİYANET VAKFI |
O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik. |
|
ELMALILI SADE |
Sonra bunun arkasından da sizi bağışladık, artık şükretmeniz gerekiyordu. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Sonra bunu müteakip sizi affettik, gerekti ki, şükredesiniz. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sonra bu (suçunuz)un ardından belki şükredersiniz diye sizi affettik. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Bundan sonra gene sizi affettik, şükretmeniz gerekti. |
|
İBN-İ KESİR |
Bundan sonra sizi, şükredersiniz diye affetmiştik. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Bundan sonra belki şükredersiniz diye sizi bağışladık. |
|
BEKİR SADAK |
Sonra bunun ardindan, sukredersiniz diye, sizi bagislamistik. |
|
CELAL YILDIRIM |
Sonra bunun ardından da şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Bil´âhare sizi bundan sonra da afvetmişdik. Gerekdi ki şubedesiniz. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(yaptığınız fena işten tevbe ettikten) sonra sizi afvetmiştik; (size olan nimetimize) şükredesiniz diye. |
|
ALİ BULAÇ |
Bundan sonra, (artık) şükredesiniz diye sizi bağışladık. |
|