صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Summun bukmun umyun fe hum lâ yerciûn(yerciûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler. |
|
DİYANET VAKFI |
Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple onlar geri dönemezler. |
|
ELMALILI SADE |
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık bunlar, dönmezler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Onlar birtakım sağırlar, dilsizler, körlerdir. Artık onlar (o dalâletten) dönmezler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden geri dönemezler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, doğru yola dönemezler. |
|
İBN-İ KESİR |
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
(Onlar) Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler. |
|
BEKİR SADAK |
Sagirdirlar, dilsizdirler, kordurler, bu yuzden dogru yola donmezler. |
|
CELAL YILDIRIM |
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (doğru yola) dönmezler. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Onlar) sağırlar, dilsizler, körlerdir. Artık (Hakka) dönmezler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlar, sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizdirler (imanı ikrar etmezler), kördürler (anlayış gözü ile hakkı ayırdetmezler), artık onlar (bu hallerinden) dönmezler. |
|
ALİ BULAÇ |
Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler. |
|