وَالَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا |
ARAPÇA LATİN |
Vellezîne izâ zukkirû bi âyâti rabbihim lem yahırrû aleyhâ summen ve umyânen(umyânen). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlar, kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler. |
|
DİYANET VAKFI |
Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar; |
|
ELMALILI SADE |
Ve onlar ki Rablerinin ayetleri hatırlatılınca, kör ve sağır üstüne yıkılıp yatmazlar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve onlar ki, Rablerinin âyetleriyle kendilerine öğüt verildiği zaman ona karşı sağır ve kör olarak yıkılıp durmazlar. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Onlara Allah´ın ayetleri hatırlatıldığında bu ayetler karşısında kör ve sağır kesilmezler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve öyle kişilerdir onlar ki Rablerinin delilleri anıldığı ve Kur´ân okunduğu zaman, sağır bir halde ve körü körüne yerlere kapanmazlar. |
|
İBN-İ KESİR |
Onlar ki; kendilerine Rabblarının ayetleri hatırlatıldığı vakit, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır. |
|
BEKİR SADAK |
Kendilerine Rablerinin ayetleri hatirlatildigi zaman, onlara karsi kor ve sagir davranmazlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
Onlar ki Rablarının âyetleri kendilerine hatırlatılınca üstüne sağırlar, körler gibi kapanıp kalmazlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onlar ki kendilerine Rabbinin âyetleri okunduğu (yahud onlara va´z ve nasıyhat edildiği) zaman bunlara karşı (münafıklar gibi) kör ve sağır (yıkılıb) düşmezler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Onlar ki, Rablerinin ayetleriyle kendilerine öğüt verilince, sağır ve kör olarak bunların üzerine düşmezler (hakkı işiterek ve doğruyu görerek Allah’ın ayetlerine bağlanırlar); |
|
ALİ BULAÇ |
Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır. |
|