وَلَئِنْ أَذَقْنَاهُ نَعْمَاءَ بَعْدَ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُ لَيَقُولَنَّ ذَهَبَ السَّيِّئَاتُ عَنِّي ۚ إِنَّهُ لَفَرِحٌ فَخُورٌ |
ARAPÇA LATİN |
Ve le in ezaknâhu na´mâe ba´de darrâe messethu le yekûlenne zehebes seyyiâtu annî, innehu le ferihun fahûr(fahûrun). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, “Kötülükler benden gitti” diyecektir. Çünkü o, şımarık ve böbürlenen biridir. |
|
DİYANET VAKFI |
Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette «Kötülükler benden gitti» der. Çünkü o (bunu derken) şımarıktır, kibirlidir. |
|
ELMALILI SADE |
Şayet ona, dokunan bir sıkıntıdan sonra bir mutluluk tattırıverirsek: «Her halde benden bütün kötülükler gitti.» der ve mutlaka sevinir, övünür. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve eğer ona isabet eden bir zahmetten sonra bir nîmet tattırırsak elbette der ki: «Benden bütün kötülükler gidiverdi.» Şüphe yok ki, O bu halde pek sevinen, çok öğünendir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Eğer insanın başına gelen bir sıkıntının ardından kendisine mutluluk tattıracak olursak, kesinlikle «Kötü günler artık geride kaldı» diyecektir. İnsan gerçekten kendini beğenmiş bir şımarıktır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Fakat ona, bir dertten, bir musîbetten sonra nîmeti tattırırsak benden bütün kötülükler gitti der. Şüphe yok ki o şımarır, böbürlenmeye övünmeye koyulur. |
|
İBN-İ KESİR |
Şayet başına gelen bir sıkıntıdan sonra ona bir nimet tattırırsak; kötülükler başımdan gitti der, şımarır ve öğünür. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet taddırırsak, kuşkusuz: «Kötülükler benden gidiverdi» der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir. |
|
BEKİR SADAK |
Basina gelen sikintidan sonra, ona bir nimet tattirirsak «Musibetler basimdan gitti» der; dogrusu o, simarip boburlenen biridir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Eğer kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra nîmet tattırsak, and olsun ki o, «sıkıntılar ve kötülükler benden ayrılıp gitti» der. Şüphesiz ki o (bu durumda) çokça sevinir ve böbürlenir. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Şâyed kendisine dokunan bir derdden sonra ona ni´meti tatdırırsak andolsun diyecek ki: «Benden kötülükler (bir daha gelmemek üzere) uzaklaşıb gitdi». Çünkü o (bu anda) şımarıkdır, (halka karşı) böbürlenendir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Fakat ona dokunan bir dertten sonra, kendisine bir nimet taddırırsak, “ - Doğrusu benden bütün fenalıklar gitti.” der ve şüphesiz sevinir, öğünür. |
|
ALİ BULAÇ |
Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet taddırsak, kuşkusuz; "Kötülükler benden gidiverdi" der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir. |
|