وَانْتَظِرُوا إِنَّا مُنْتَظِرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ventazır(ventazırû), innâ muntazırûn(muntazırûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
“Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.” |
|
DİYANET VAKFI |
Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz! |
|
ELMALILI SADE |
Bekleyin! Her halde biz de bekliyoruz.» |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
«Ve siz gözetiniz, şüphesiz ki biz de gözetenleriz.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bekleyiniz bakalım, biz de bekliyoruz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve bekleyin, şüphe yok ki biz de beklemedeyiz. |
|
İBN-İ KESİR |
Bekleyin, biz de bekleyeceğiz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ve gözleyip durun; gerçekten biz de gözleyip durmaktayız.» |
|
BEKİR SADAK |
(121-12) 2 Inanmayanlara: «Durumunuzun gerektirdigini yapin, dogrusu biz de yapiyoruz; bekleyin, biz de bekliyoruz» de. |
|
CELAL YILDIRIM |
Bekleyip durun, biz de bekliyoruz. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Siz gözetleyin, biz de her halde gözetleyiciyiz». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Gözetleyin akıbetinizi, biz de bunu gözetleyiciyiz.” |
|
ALİ BULAÇ |
Ve gözleyip durun; gerçekten biz de gözleyip duruyoruz." |
|