وَأَخَذَ الَّذِينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve ehazellezîne zalemûs sayhatu fe asbahû fî diyârihim câsimîn(câsimîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. |
|
DİYANET VAKFI |
Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar. |
|
ELMALILI SADE |
O zulmedenleri ise bir müthiş ses yakaladı da yurtlarında çöke kaldılar. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
O zulmetmiş olanları da bir korkunç ses yakaladı. Artık yurtlarında diz üstü çöküp bitmiş bir halde sabahladılar. |
|
FİZİLALİL KURAN |
O zalimleri müthiş bir gürültü yakaladı da evlerinde, oldukları yerde yığılıp kalıverdiler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Bir bağırış, o zulmedenleri kapıverdi, yurtlarında, diz çökmüş bir halde helâk oluverdiler. |
|
İBN-İ KESİR |
Zulmedenleri bir çığlık tuttu. Oldukları yerde diz üstü çöküverdiler. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
O zulme sapanları dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. |
|
BEKİR SADAK |
Haksizlik yapanlari bir ciglik tuttu, olduklari yerde diz ustu cokuverdiler. |
|
CELAL YILDIRIM |
O zulmedenleri korkunç bir ses, bir gürültü yakalayıverdi, derken evlerinde dizüstü çöküp kaldılar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
O zaalimleri ise korkunç bir ses alıb götürdü de yurdlarına diz üstü çöken (canları çıkan) kimseler oluverdiler. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O zulmedenleri ise, korkunç gürültü yakalayıverdi de evlerinde çöküp helâk oldular. |
|
ALİ BULAÇ |
O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. |
|