إِنِّي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ رَبِّي وَرَبِّكُمْ ۚ مَا مِنْ دَابَّةٍ إِلَّا هُوَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا ۚ إِنَّ رَبِّي عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ |
ARAPÇA LATİN |
İnnî tevekkeltu alâllâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve âhızun bi nâsıyetihâ, inne rabbî alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
“İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a dayandım. Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir.” |
|
DİYANET VAKFI |
«Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah´a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır.» |
|
ELMALILI SADE |
Ben kesinlikle hem benim Rabbim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah´a dayanmışım. O´nun perçeminden tutmadığı hiçbir canlı yoktur. Şüphe yok ki, Rabbim doğru bir yol üzerindedir. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
«Şüphe yok ki ben, benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah Teâlâ´ya tevekkül ettim. Hiçbir hareket sahibi hayvan yoktur ki, illâ onun alnından tutan O´dur. Muhakkak ki, benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerinedir.» |
|
FİZİLALİL KURAN |
Ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah´a dayandım. Hiçbir canlı yoktur ki, perçemi O´nun avucu içinde olmasın. Hiç kuşkusuz benim Rabbim, doğru yoldadır. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Şüphe yok ki ben, Rabbim ve Rabbiniz Allah´a dayandım; yeryüzünde yürür hiçbir mahlûk yoktur ki o, onun alnına düşen saçlardan tutup çekmesin, onun mukadderatını tâyin etmesin ve şüphe yok ki Rabbim, dosdoğru yoldadır, bütün kudretiyle berâber adâletiyle, lütfuyla hükmeder. |
|
İBN-İ KESİR |
Ben, sadece benim de, sizin de Rabbınız olan Allah´a tevekkül ettim. Yürüyen hiç bir canlı yoktur ki; O, alnından tutmasın. Elbette dosdoğru yol üzeredir benim Rabbım. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
«Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah´a tevekkül ettim. O´nun, alnından yakalayıp denetlemediği hiç bir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerindedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)» |
|
BEKİR SADAK |
(54-57) Bir kisim tanrilarimiz seni carpmistir, demekten baska birsey demeyiz» dediler. Hud: «Dogrusu ben Allah´i sahit tutuyorum; siz de sahit olun ki ben O´nu birakip kostugunuz ortaklardan uzagim. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah´a guvenirim. Hicbir canlÙ yoktur ki Allah ona el koymamÙs bulunsun. Rabbim elbette dogru yoldadÙr. Eger yuz cevirirseniz, suphesiz ben size benimle gonderileni bildirdim. Rabbim sizden baska bir milleti yerinize getirebilir, O´na bir sey de yapamazsÙnÙz. Dogrusu Rabbim herseyi koruyandÙr» dedi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Doğrusu ben, benim de Rabbim, sizin de Rabblniz Allah´a güvenip dayanmışımdır. Hiçbir yerde bir canlı yoktur ki Allah onun perçeminden tutmuş bulunmasın, (her şeyin dizgini O´nun kudret elinde bulunuyordur). Şüphesiz ki, Rabbim dosdoğru yoldadır, (buyrukları ancak doğruyu, iyiyi, güzeli, yararlıyı ve mutluluğu yansıtır). |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
«Şübhesiz ki ben, kendimin de, sizin de Rabbiniz olan Allaha güvenib dayandım. Yürür hiç bir mahlûk haaric olmamak üzere (hepsinin) alnından tutan Odur. Benim Rabbim hakıykaten doğru bir yol üzerindedir». |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Doğrusu, hem benim Rabbim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. Hareket eden hiç bir yaratık yoktur ki, idare ve tasarrufunu O tutmasın. Benim Rabbim, gerçekten doğru bir yol üzerindedir. |
|
ALİ BULAÇ |
"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah´a tevekkül ettim. O´nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)" |
|