أُولَٰئِكَ لَمْ يَكُونُوا مُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ وَمَا كَانَ لَهُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ۘ يُضَاعَفُ لَهُمُ الْعَذَابُ ۚ مَا كَانُوا يَسْتَطِيعُونَ السَّمْعَ وَمَا كَانُوا يُبْصِرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Ulâike lem yekûnû mu´cizîne fîl ardı ve mâ kâne lehum min dûnillâhi min evliyâ(evliyâe), yudâafu lehumul azâb(azâbu), mâ kânû yestetîûnes sem’a ve mâ kânû yubsirûn(yubsirûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Onlar yeryüzünde (Allah’ı) âciz bırakabilecek değillerdir. Onların Allah’tan başka sığınabilecekleri bir yardımcıları da yoktur. Azap onlar için kat kat artırılacaktır. Çünkü onlar (gerçekleri) işitmeğe tahammül edemiyorlar, hem de görmüyorlardı. |
|
DİYANET VAKFI |
Onlar yeryüzünde (Allah´ı) âciz bırakacak değillerdir; onların Allah´tan başka (yardım isteyecekleri) dostları da yoktur. Onların azabı kat kat olacaktır. Çünkü onlar (gerçekleri) ne görebiliyorlar ne de kulak veriyorlardı. |
|
ELMALILI SADE |
Bunlar, yeryüzünde aciz bırakacak değillerdir, kendilerini Allah´tan kurtaracak bir kayırıcıları da yoktur. Onlara azap katlanacaktır. Onlar hem işitmeye tahammül edemiyorlardı hem de görmüyorlardı. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Onlar yerde aciz bırakır kimseler olmamışlardır. Ve onlar için Allah Teâlâ´nın gayrı yardımcılarından da yoktur. Onlar için azap, kat kat olacaktır. Onlar işitmeğe tahammül eder olmamışlardı ve görür kimseler de olmamışlardı. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bunların, Allah´ın yapacaklarına engel olmaları sözkonusu değildir. Allah dışında dayanakları, destekçileri de yoktur. Azapları katlanır. Ne işitebilirler ve ne de görebilirler. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Onlar, ne yeryüzünde azaptan kaçıp kurtulabilirler, ne de Allah´tan başka bir yardımcıları vardır. Azapları da kat kat arttırılır. Çünkü onların işitmeye tahammülleri yoktu, görmezlerdi de. |
|
İBN-İ KESİR |
Bunlar, yeryüzünde aciz bırakacak olanlar değillerdir. Allah´a karşı duracak yardımcıları da yoktur. Onların azabı kat kat olacaktır. Onlar, işitmeye tahammül edemez ve göremezlerdi de. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Bunlar, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah´tan başka velileri de yoktur. Azab onlar için kat kat arttırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de. |
|
BEKİR SADAK |
Bunlar yeryuzunde Allah´i aciz birakamazlar. Allah´dan baska kendilerini kurtaracak dostlari da yoktur. Azap onlara kat kat verilir; isitemezler ve goremezlerdi. |
|
CELAL YILDIRIM |
Bunlar yeryüzünde (Allah´ı) âciz bırakıcı da değillerdir ve Allah´ tan başka kendilerine dostluk elini uzatacak (kendilerine sahip çıkacak) kimseleri de yoktur. Onlara azâb kat kat olup katmerleşecek. Aslında onlar ne (hakk´ın sesini) işitmeye güc getirebilmişlerdi, ne de (gerçeği) görebilmişlerdi. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Onlar yer yüzünde (Allâhı) âciz bırakabilecek değillerdir. Kendilerini Allahdan (kurtaracak) hiç bir haamîleri de yokdur. Onların azabı kat kat olacakdır. (Çünkü) onlar (hakkı) işitmiye tehammül edemezlerdi, (onu) görmezlerdi de. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Bunlar, Allah dünyada kendilerine azab etmek istediği zaman, onu âciz bırakacak değillerdir. Kendilerini azabdan kurtaracak, Allah’dan başka hiç bir yardımcıları da yoktur. Onlara kat kat azab edilir. Çünkü dünyada, hakkı işitmeğe tahammül etmezler ve gerçeği göremezlerdi. |
|
ALİ BULAÇ |
Bunlar, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah´tan başka velileri yoktur. Azap onlar için kat kat artırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de. |
|