أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا |
ARAPÇA LATİN |
Ahrece minhâ mâehâ ve mer’âhâ. |
|
DİYANET İŞLERİ |
Ondan suyunu ve merasını çıkardı. |
|
DİYANET VAKFI |
(30-33) Ondan sonra da yerküreyi döşedi. Kendiniz ve hayvanlarınız için bir faydalanma olmak üzere, yerden suyunu ve otlağını çıkardı ve dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. |
|
ELMALILI SADE |
Ondan suyunu ve otlağını çıkardı. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(29-31) Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Suyunu ondan çıkarmış ve otlak yer meydana getirmiştir. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Oradan suyunu, otlağını çıkarıp meydana getirdi. |
|
İBN-İ KESİR |
Ondan suyunu ve otlağını çıkarmıştır. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı. |
|
BEKİR SADAK |
Suyunu ondan cikarmis ve otlak yer meydana getirmistir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ondan da suyunu ve otlağını (çeşit çeşit ağaç ve bitkilerini) çıkardı. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Ondan suyunu, otlağını çıkardı. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
O arzdan suyunu ve otlağını çıkardı; |
|
ALİ BULAÇ |
Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı. |
|