يَتَنَازَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ |
ARAPÇA LATİN |
Yetenâzeûne fîhâ ke’sen lâ lagvun fîhâ ve lâ te’sîmun. |
|
DİYANET İŞLERİ |
Orada, (içilince) boş söz söyletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar. |
|
DİYANET VAKFI |
Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme. |
|
ELMALILI SADE |
Orada kadeh teati ederler ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de bir günaha sokma! |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(22-23) Ve onlara arzu edeceklerinden bir meyve ile ve bir et ile imdat etmişizdir. Ve orada bir kâseyi teatide bulunurlar, onda ne bir saçma söz vardır ve ne de bir günah. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Orada bir kadehi kapışırlar fakat onda ne saçmalama vardır, ne de günaha sokma. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve birbirlerine öyle bir kadeh sunarlar ki içtikleri şarabın sonucunda ne boş şeylerden bahsediş var, ne günaha giriş. |
|
İBN-İ KESİR |
Orada öyle bir kadehi devrederler ki; onda, bir saçmalama ve günaha sokma yoktur. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Orada bir kadeh kapışır çekişirler ki, onda, ne ´boş ve saçma bir söz´, ne de bir günaha sokma yoktur. |
|
BEKİR SADAK |
Orada kadeh tokustururlar; fakat bunda ne bir sacmalama, ne de bir gunaha girme vardir. |
|
CELAL YILDIRIM |
Orada kadeh tokuştururlar ki bunda ne bir boşanlamsız saçmalama, ne de günaha sokma vardır. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Orada birbirleriyle öyle kadeh çekişirler ki! Onda ne bir saçmalama, ne de bir günâha sokma yokdur. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Orada birbiriyle kadeh çekiştirirler ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne bir günaha sokma... |
|
ALİ BULAÇ |
Orada bir kadeh kapışır-çekişirler ki, onda ne ´boş ve saçma bir söz´, ne günaha sokma yoktur. |
|