فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ |
ARAPÇA LATİN |
Fî cennâtin ve uyûn(uyûnin). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. |
|
DİYANET VAKFI |
(51-53) Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar. |
|
ELMALILI SADE |
cennetlerde, pınar başlarında, |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(52-53) Cennetlerde ve pınarlardadırlar. Karşı karşıya oldukları halde atlastan, parlak ipekten (libaslar) giyineceklerdir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Bahçelerde ve çeşme başlarında. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Cennetlerde ve akarsuların kıyılarında. |
|
İBN-İ KESİR |
Bahçelerde ve pınar başlarında. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Cennetlerde ve pınarlarda, |
|
BEKİR SADAK |
(51-52) Allah´a karsi gelmekten sakinmis olanlar ise, guvenli bir yerde, bahcelerde ve pinar baslarindadirlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
(51-52) Şüphesiz ki, (Allah´tan) korkup (küfür, azgınlık ve sapıklıktan) sakınanlar, güvenli makamdadırlar, Cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
cennetlerde, pınar (baş) lar (ın) dadır. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Bahçelerde ve pınarların başındadırlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Cennetlerde ve pınarlarda, |
|