يَلْبَسُونَ مِنْ سُنْدُسٍ وَإِسْتَبْرَقٍ مُتَقَابِلِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Yelbesûne min sundusin ve istebrakın mutekâbilîn(mutekâbilîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar. |
|
DİYANET VAKFI |
(51-53) Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar. |
|
ELMALILI SADE |
ince ve kalın ipekten elbiseler giyerek karşı karşıya (otururlar). |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
(52-53) Cennetlerde ve pınarlardadırlar. Karşı karşıya oldukları halde atlastan, parlak ipekten (libaslar) giyineceklerdir. |
|
FİZİLALİL KURAN |
İnce ipekten ve parlak atlastan giysiler giyerek karşılıklı otururlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
İnce ve kalın ipekliler giyerler, karşı karşıya otururlar. |
|
İBN-İ KESİR |
İnce ipekten ve parlak atlastan giyerler, karşılıklı otururlar. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan (elbiseler) giyinirler, karşılıklı olarak (otururlar). |
|
BEKİR SADAK |
Ince ipekten ve parlak atlastan giyinerek karsilikli otururlar. |
|
CELAL YILDIRIM |
Zarif yumuşak ipekten, ince ve kalın atlastan giyinirler ve karşılıklı otururlar. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
İnce, nâzik ve kalın (altın işlemeli) ipeklerden, atlaslardan giyecekler, karşı karşıya (gelerek mahabbet edecekler) dir. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Sündüs ve İstebrak’dan (ibaret işlemeli ve kalın) elbiseler giyerek karşı karşıya gelirler. |
|
ALİ BULAÇ |
Hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan (elbiseler) giyinirler, karşılıklı (otururlar). |
|