فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ |
ARAPÇA LATİN |
Fe innemâ yessernâhu bi lisânike leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar. |
|
DİYANET VAKFI |
Biz onu (Kur´an´ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. |
|
ELMALILI SADE |
Biz onu (Kur´an´ı) senin dilinle kolaylaştırdık, gerek ki iyi düşünsünler. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Şüphe yok ki, onu (Kur´an-ı Mübîn´i) senin lisanınla kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tefekkür ederler. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Biz o Kur´an´ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Gerçekten de öğüt alsınlar diye Kur´ân´ı senin dilinle indirdik, okuyuşunu da kolaylaştırdık. |
|
İBN-İ KESİR |
Biz; onu, öğüt alsınlar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, biz onu (Kur´an´ı), senin dilinle kolaylaştırdık. |
|
BEKİR SADAK |
(58-59) Biz, ogut alirlar diye, Kuran´i senin dilinde indirerek kolayca anlasilmasini sagladik. Sen bekle, onlar da beklemektedirler. * |
|
CELAL YILDIRIM |
Biz O´nu (Kur´ân´ı) iyi düşünüp anlasınlar diye senin dilinle kolaylaştırdık. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Biz onu, (iyi anlayıb) ibret alsınlar diye, ancak senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Biz Kur’an’ı senin dilinle indirib onu (okuyuşunu) kolaylaştırdık; olur ki anlar ve öğüd alırlar. |
|
ALİ BULAÇ |
Belki onlar öğüt alıp-düşünürler diye, Biz onu (Kur´an´ı), senin dilinle kolaylaştırdık. |
|