Sad Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 (1-2) Sâd. Öğüt veren Kur´an´a yemin ederim ki, küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler. Facebook'ta Paylaş
2 (1-2) Sâd. Öğüt veren Kur´an´a yemin ederim ki, küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler. Facebook'ta Paylaş
3 Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. O zaman feryat ettiler. Halbuki artık kurtulma zamanı değildi. Facebook'ta Paylaş
4 (4-5) Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler. Facebook'ta Paylaş
5 (4-5) Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler. Facebook'ta Paylaş
6 (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur´an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. Facebook'ta Paylaş
7 (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur´an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. Facebook'ta Paylaş
8 (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur´an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. Facebook'ta Paylaş
9 Yoksa azîz ve lütufkâr olan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır! Facebook'ta Paylaş
10 Yahut göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı onların elinde midir? Öyleyse (göklerin) yollarında yükselsinler (görelim)! Facebook'ta Paylaş
11 Onlar, çeşitli guruplardan oluşmuş bir ordudur; işte şurada bozguna uğratılacaklardır. Facebook'ta Paylaş
12 (12-13) Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da peygamberleri yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır. Facebook'ta Paylaş
13 (12-13) Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da peygamberleri yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır. Facebook'ta Paylaş
14 Onların her biri gönderilen peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu. Facebook'ta Paylaş
15 Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler. Facebook'ta Paylaş
16 Rabbimiz! Bizim payımızı hesap gününden önce ver, dediler. Facebook'ta Paylaş
17 (Resûlüm!) Onların söylediklerine sabret, kulumuz Davud´u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah´a yönelirdi. Facebook'ta Paylaş
18 (18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O´na yönelmiştir. Facebook'ta Paylaş
19 (18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O´na yönelmiştir. Facebook'ta Paylaş
20 Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik. Facebook'ta Paylaş
21 (21-22) (Ey Muhammed!) Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanıp, Davud´un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. «Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster» dediler. Facebook'ta Paylaş
22 (21-22) (Ey Muhammed!) Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanıp, Davud´un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. «Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster» dediler. Facebook'ta Paylaş
23 (Onlardan biri şöyle dedi:) Bu, kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken «Onu da bana ver» dedi ve tartışmada beni yendi. Facebook'ta Paylaş
24 Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah´a yöneldi. Facebook'ta Paylaş
25 Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır. Facebook'ta Paylaş
26 Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah´ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah´ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır. Facebook'ta Paylaş
27 Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline! Facebook'ta Paylaş
28 Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah´tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız? Facebook'ta Paylaş
29 (Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab´ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik. Facebook'ta Paylaş
30 Biz Davud´a Süleyman´ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah´a yönelirdi. Facebook'ta Paylaş
31 Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu. Facebook'ta Paylaş
32 (32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı. Facebook'ta Paylaş
33 (32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı. Facebook'ta Paylaş
34 Andolsun biz Süleyman´ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü. Facebook'ta Paylaş
35 Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi. Facebook'ta Paylaş
36 (36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. Facebook'ta Paylaş
37 (36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. Facebook'ta Paylaş
38 (36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. Facebook'ta Paylaş
39 «İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır» dedik. Facebook'ta Paylaş
40 Doğrusu onun, bizim katımızda büyük bir değeri ve güzel bir yeri vardır. Facebook'ta Paylaş
41 (Resûlüm!) Kulumuz Eyyub´u da an. O, Rabbine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti. Facebook'ta Paylaş
42 Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su (dedik). Facebook'ta Paylaş
43 Bizden bir rahmet ve olgun akıl sahipleri için de bir ibret olmak üzere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir mislini bağışladık. Facebook'ta Paylaş
44 Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub´u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah´a yönelirdi. Facebook'ta Paylaş
45 (Ey Muhammed!), Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Ya´kub´u da an. Facebook'ta Paylaş
46 Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık. Facebook'ta Paylaş
47 Doğrusu onlar bizim katımızda seçkin iyi kimselerdendir. Facebook'ta Paylaş
48 İsmail´i, Elyesa´yı, Zülkifl´i de an. Hepsi de iyilerdendir. Facebook'ta Paylaş
49 İşte bu, bir hatırlatmadır. Doğrusu Allah´a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır. Facebook'ta Paylaş
50 Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn cennetleri vardır. Facebook'ta Paylaş
51 Onlar koltuklara yaslanıp kurularak orada bir çok meyveler ve içecekler isterler. Facebook'ta Paylaş
52 Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan, kendilerine yaşıt güzeller vardır. Facebook'ta Paylaş
53 İşte, hesap günü için size vâdolunan şeyler bunlardır. Facebook'ta Paylaş
54 Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur. Facebook'ta Paylaş
55 Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır. Facebook'ta Paylaş
56 Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir. Facebook'ta Paylaş
57 İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar. Facebook'ta Paylaş
58 Buna benzer daha türlü türlü başkaları da vardır. Facebook'ta Paylaş
59 (İnkârcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğinde, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler). Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir. Facebook'ta Paylaş
60 (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler. Facebook'ta Paylaş
61 Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler. Facebook'ta Paylaş
62 (İnkârcılar) derler ki: Kendilerini dünyada iken kötülerden saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz? Facebook'ta Paylaş
63 Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık? Facebook'ta Paylaş
64 İşte bu, cehennem ehlinin tartışması, şüphesiz bir gerçektir. Facebook'ta Paylaş
65 (Resûlüm!) De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve kahhâr olan Allah´tan başka bir tanrı yoktur. Facebook'ta Paylaş
66 Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi (olan Allah) üstündür, çok bağışlayıcıdır. Facebook'ta Paylaş
67 (67-68) De ki: Bu büyük bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz. Facebook'ta Paylaş
68 (67-68) De ki: Bu büyük bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz. Facebook'ta Paylaş
69 Onlar orada tartışırken benim mele-i a´lâ hakkında hiçbir bilgim yoktu. Facebook'ta Paylaş
70 Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyolunuyor. Facebook'ta Paylaş
71 Rabbin meleklere demişti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Facebook'ta Paylaş
72 Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın! Facebook'ta Paylaş
73 Bütün melekler toptan secde ettiler. Facebook'ta Paylaş
74 Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. Facebook'ta Paylaş
75 Allah: Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? dedi. Facebook'ta Paylaş
76 İblis: Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi. Facebook'ta Paylaş
77 (77-78) Allah: Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin, ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir! buyurdu. Facebook'ta Paylaş
78 (77-78) Allah: Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin, ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir! buyurdu. Facebook'ta Paylaş
79 İblis: Ey Rabbim! O halde tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver, dedi. Facebook'ta Paylaş
80 (80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu. Facebook'ta Paylaş
81 (80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu. Facebook'ta Paylaş
82 (82-83) İblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların bir yana, hepsini mutlaka azdıracağım, dedi. Facebook'ta Paylaş
83 (82-83) İblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların bir yana, hepsini mutlaka azdıracağım, dedi. Facebook'ta Paylaş
84 (84-85) Doğrusu -ki ben hep doğruyu söylerim- mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım! buyurdu. Facebook'ta Paylaş
85 (84-85) Doğrusu -ki ben hep doğruyu söylerim- mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım! buyurdu. Facebook'ta Paylaş
86 (Resûlüm!) De ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim. Facebook'ta Paylaş
87 Bu Kur´an, ancak âlemler için bir öğüttür. Facebook'ta Paylaş
88 Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz. Facebook'ta Paylaş