Saffat Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Facebook'ta Paylaş
2 (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Facebook'ta Paylaş
3 (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Facebook'ta Paylaş
4 (1-4) Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir. Facebook'ta Paylaş
5 O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir. Facebook'ta Paylaş
6 Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik. Facebook'ta Paylaş
7 Ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk. Facebook'ta Paylaş
8 Onlar, artık mele-i a´lâ´ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar. Facebook'ta Paylaş
9 Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır. Facebook'ta Paylaş
10 Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder. Facebook'ta Paylaş
11 Şimdi sor onlara! Yaratma bakımından onlar mı daha zor, yoksa bizim yarattığımız (insanlar) mı? Şüphesiz biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık. Facebook'ta Paylaş
12 Hayır, sen şaşıyorsun. Halbuki onlar alay ediyorlar. Facebook'ta Paylaş
13 Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar. Facebook'ta Paylaş
14 Bir mucize görseler alay ederler. Facebook'ta Paylaş
15 Bu ancak açık bir büyüdür, derler. Facebook'ta Paylaş
16 «Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, diriltileceğiz?» Facebook'ta Paylaş
17 «İlk atalarımızda mı (diriltilecek)?» Facebook'ta Paylaş
18 De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz). Facebook'ta Paylaş
19 O (diriltme) korkunç bir sesten ibaret olacak, o anda hemen onların gözleri açılıp etrafa bakacaklar. Facebook'ta Paylaş
20 (Durumu gören kâfirler:) Eyvah bize! Bu ceza günüdür, derler. Facebook'ta Paylaş
21 İşte bu, yalanlamış olduğunuz hüküm günüdür. Facebook'ta Paylaş
22 (22-24) (Allah, meleklerine emreder:) Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve Allah´tan başka tapmış oldukları putlarını toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler! Facebook'ta Paylaş
23 (22-24) (Allah, meleklerine emreder:) Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve Allah´tan başka tapmış oldukları putlarını toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler! Facebook'ta Paylaş
24 (22-24) (Allah, meleklerine emreder:) Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve Allah´tan başka tapmış oldukları putlarını toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekilecekler! Facebook'ta Paylaş
25 Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
26 Evet, onlar o gün zilletle boyun eğeceklerdir. Facebook'ta Paylaş
27 (İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar. Facebook'ta Paylaş
28 (Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler. Facebook'ta Paylaş
29 (29-30) (Ötekiler de:) «Bilâkis, derler, siz inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yok. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.» Facebook'ta Paylaş
30 (29-30) (Ötekiler de:) «Bilâkis, derler, siz inanan kimseler değildiniz. Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yok. Fakat siz kendiniz azgın bir toplum idiniz.» Facebook'ta Paylaş
31 «Onun için Rabbimizin hükmü bize hak oldu. Biz (hak ettiğimiz cezayı) mutlaka tadacağız.» Facebook'ta Paylaş
32 «Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık.» Facebook'ta Paylaş
33 Şüphesiz o gün onlar azapta ortaktırlar. Facebook'ta Paylaş
34 İşte biz, suçlulara böyle yaparız. Facebook'ta Paylaş
35 Çünkü onlara: Allah´tan başka tanrı yoktur, denildiği zaman kibirle direnirlerdi. Facebook'ta Paylaş
36 «Mecnun bir şair için biz tanrılarımızı bırakacak mıyız?» derlerdi. Facebook'ta Paylaş
37 Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı. Facebook'ta Paylaş
38 Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız. Facebook'ta Paylaş
39 Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir. Facebook'ta Paylaş
40 (Bu azaptan) Ancak Allah´ın hâlis kulları istisnâ edilecek. Facebook'ta Paylaş
41 (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Facebook'ta Paylaş
42 (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Facebook'ta Paylaş
43 (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Facebook'ta Paylaş
44 (41-44) Bunlar için bilinen bir rızık, türlü meyveler vardır. Naîm cennetlerinde karşılıklı koltuklar üzerine kurulmuş oldukları halde kendilerine ikram edilir. Facebook'ta Paylaş
45 Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır. Facebook'ta Paylaş
46 Berraktır, içenlere lezzet verir. Facebook'ta Paylaş
47 O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar. Facebook'ta Paylaş
48 Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır. Facebook'ta Paylaş
49 Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır. Facebook'ta Paylaş
50 İşte o zaman, birbirlerine dönerek (dünyadaki hallerini) soracaklar. Facebook'ta Paylaş
51 İçlerinden biri: «Benim, bir arkadaşım vardı» der. Facebook'ta Paylaş
52 (52-53) Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız? Facebook'ta Paylaş
53 (52-53) Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız? Facebook'ta Paylaş
54 (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü. Facebook'ta Paylaş
55 (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü. Facebook'ta Paylaş
56 (56-57) «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi. Facebook'ta Paylaş
57 (56-57) «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi. Facebook'ta Paylaş
58 (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Facebook'ta Paylaş
59 (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Facebook'ta Paylaş
60 (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Facebook'ta Paylaş
61 (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın. Facebook'ta Paylaş
62 (62-63) Şimdi, ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık. Facebook'ta Paylaş
63 (62-63) Şimdi, ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık. Facebook'ta Paylaş
64 Zira o, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır. Facebook'ta Paylaş
65 Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir. Facebook'ta Paylaş
66 (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar. Facebook'ta Paylaş
67 Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içki vardır. Facebook'ta Paylaş
68 Sonra kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe olacaktır. Facebook'ta Paylaş
69 (69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler. Facebook'ta Paylaş
70 (69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler. Facebook'ta Paylaş
71 Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu dalâlete düştü. Facebook'ta Paylaş
72 Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik. Facebook'ta Paylaş
73 Uyarılanların âkıbetinin ne olduğuna bir bak! Facebook'ta Paylaş
74 Allah´ın ihlâslı kulları müstesna. Facebook'ta Paylaş
75 Andolsun, Nuh bize yalvarıp yakardı. Biz de duayı ne güzel kabul ederiz! Facebook'ta Paylaş
76 Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardık. Facebook'ta Paylaş
77 Biz yalnız Nuh´un soyunu kalıcı kıldık. Facebook'ta Paylaş
78 Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam bıraktık Facebook'ta Paylaş
79 Bütün âlemlerde Nuh´a selam olsun! Facebook'ta Paylaş
80 İşte biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Facebook'ta Paylaş
81 Zira o, bizim inanmış kullarımızdan idi. Facebook'ta Paylaş
82 Nihayet ötekileri (inanmayanları) suda boğduk. Facebook'ta Paylaş
83 Şüphesiz İbrahim de onun (Nuh´un) milletinden idi. Facebook'ta Paylaş
84 Çünkü Rabbine kalb-i selîm ile geldi. Facebook'ta Paylaş
85 Hani o, babasına ve kavmine: Siz kime kulluk ediyorsunuz? demişti. Facebook'ta Paylaş
86 Allah´tan başka bir takım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
87 O halde âlemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz nedir? Facebook'ta Paylaş
88 Bunun üzerine İbrahim yıldızlara şöyle bir baktı. Facebook'ta Paylaş
89 Ben hastayım, dedi. Facebook'ta Paylaş
90 Ona arkalarını dönüp gittiler. Facebook'ta Paylaş
91 (91-92) Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi. Facebook'ta Paylaş
92 (91-92) Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi. Facebook'ta Paylaş
93 Bunun üzerine, yanlarına gelip sağ eliyle vurdu (kırıp geçirdi.) Facebook'ta Paylaş
94 (Putperestler) koşarak İbrahim´e geldiler. Facebook'ta Paylaş
95 (95-96) İbrahim: Yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı, dedi. Facebook'ta Paylaş
96 (95-96) İbrahim: Yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı, dedi. Facebook'ta Paylaş
97 Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler. Facebook'ta Paylaş
98 Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık. Facebook'ta Paylaş
99 (99-100) (Oradan kurtulan İbrahim:) Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek. Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi. Facebook'ta Paylaş
100 (99-100) (Oradan kurtulan İbrahim:) Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek. Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi. Facebook'ta Paylaş
101 İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik. Facebook'ta Paylaş
102 Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Facebook'ta Paylaş
103 (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Facebook'ta Paylaş
104 (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Facebook'ta Paylaş
105 (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Facebook'ta Paylaş
106 (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik. Facebook'ta Paylaş
107 (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim´e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Facebook'ta Paylaş
108 (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim´e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Facebook'ta Paylaş
109 (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim´e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Facebook'ta Paylaş
110 (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim´e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Facebook'ta Paylaş
111 (107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim´e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. Facebook'ta Paylaş
112 (112-113) Sâlihlerden bir peygamber olarak O´na (İbrahim´e) İshak´ı müjdeledik. Kendisini ve İshak´ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak. Facebook'ta Paylaş
113 (112-113) Sâlihlerden bir peygamber olarak O´na (İbrahim´e) İshak´ı müjdeledik. Kendisini ve İshak´ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak. Facebook'ta Paylaş
114 Andolsun biz Musa´ya da Harun´a da nimetler verdik. Facebook'ta Paylaş
115 Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. Facebook'ta Paylaş
116 Kendilerine yardım ettik de galip gelen onlar oldu. Facebook'ta Paylaş
117 Her ikisine de apaçık anlaşılan bir kitabı (Tevrat´ı) verdik. Facebook'ta Paylaş
118 Her ikisini de doğru yola ilettik. Facebook'ta Paylaş
119 (119-120) Sonra gelenler içinde, Musa ve Harun´a selam olsun, diye (iyi bir nam) bıraktık. Facebook'ta Paylaş
120 (119-120) Sonra gelenler içinde, Musa ve Harun´a selam olsun, diye (iyi bir nam) bıraktık. Facebook'ta Paylaş
121 Doğrusu biz, iyileri böylece mükâfatlandırırız. Facebook'ta Paylaş
122 Şüphesiz, ikisi de mümin kullarımızdandı. Facebook'ta Paylaş
123 İlyas da şüphe yok ki, peygamberlerdendi. Facebook'ta Paylaş
124 (124-126) (İlyas) milletine: (Allah´a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah´ı bırakıp da Ba´l´e mi taparsınız? demişti. Facebook'ta Paylaş
125 (124-126) (İlyas) milletine: (Allah´a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah´ı bırakıp da Ba´l´e mi taparsınız? demişti. Facebook'ta Paylaş
126 (124-126) (İlyas) milletine: (Allah´a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Yaratanların en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah´ı bırakıp da Ba´l´e mi taparsınız? demişti. Facebook'ta Paylaş
127 (127-128) Bunun üzerine İlyas´ı yalanladılar. Onun için Allah´ın ihlâslı kulları müstesna; onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir. Facebook'ta Paylaş
128 (127-128) Bunun üzerine İlyas´ı yalanladılar. Onun için Allah´ın ihlâslı kulları müstesna; onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir. Facebook'ta Paylaş
129 (129-130) Sonra gelenler içinde, kendisine bir ün bıraktık, «İlyas´a selâm!» dedik. Facebook'ta Paylaş
130 (129-130) Sonra gelenler içinde, kendisine bir ün bıraktık, «İlyas´a selâm!» dedik. Facebook'ta Paylaş
131 Şüphesiz biz, iyileri işte böyle mükâfatlandırırız. Facebook'ta Paylaş
132 Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı. Facebook'ta Paylaş
133 Lût da elbette peygamberlerdendi. Facebook'ta Paylaş
134 (134-136) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût´u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. Facebook'ta Paylaş
135 (134-136) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût´u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. Facebook'ta Paylaş
136 (134-136) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût´u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik. Facebook'ta Paylaş
137 (137-138) (Ey insanlar!) Elbette siz de sabah ve akşam onlara uğruyorsunuz. Hâla akıllanmayacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
138 (137-138) (Ey insanlar!) Elbette siz de sabah ve akşam onlara uğruyorsunuz. Hâla akıllanmayacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
139 Doğrusu Yunus da gönderilen peygamberlerdendi. Facebook'ta Paylaş
140 Hani o, dolu bir gemiye binip kaçmıştı. Facebook'ta Paylaş
141 Gemide olanlarla karşılıklı kur´a çektiler de kaybedenlerden oldu. Facebook'ta Paylaş
142 Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu. Facebook'ta Paylaş
143 (143-144) Eğer Allah´ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. Facebook'ta Paylaş
144 (143-144) Eğer Allah´ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. Facebook'ta Paylaş
145 Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık. Facebook'ta Paylaş
146 Ve üstüne (gölge yapması için) kabak türünden geniş yapraklı bir nebat bitirdik. Facebook'ta Paylaş
147 Onu, yüz bin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik. Facebook'ta Paylaş
148 Sonunda ona iman ettiler, bunun üzerine biz de onları bir süreye kadar yaşattık. Facebook'ta Paylaş
149 Putperestlere sor: Kızlar Rabbinin de erkekler onların mı? Facebook'ta Paylaş
150 Yoksa biz melekleri onların gözü önünde kız olarak mı yarattık? Facebook'ta Paylaş
151 (151-152) Dikkat edin, kesinlikle yalan uydurup söylüyorlar; «Allah doğurdu» diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar. Facebook'ta Paylaş
152 (151-152) Dikkat edin, kesinlikle yalan uydurup söylüyorlar; «Allah doğurdu» diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar. Facebook'ta Paylaş
153 Allah, kızları oğullara tercih mi etmiş! Facebook'ta Paylaş
154 (154-156) Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Facebook'ta Paylaş
155 (154-156) Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Facebook'ta Paylaş
156 (154-156) Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Facebook'ta Paylaş
157 Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin! Facebook'ta Paylaş
158 Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler. Facebook'ta Paylaş
159 Allah, onların isnat edegeldiklerinden yücedir, münezzehtir. Facebook'ta Paylaş
160 Allah´ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesnadır (onlar azap görmeyeceklerdir). Facebook'ta Paylaş
161 (161-163) Sizler ve taptığınız şeyler! Hiçbiriniz, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah´a karşı azdırıp saptıramazsınız. Facebook'ta Paylaş
162 (161-163) Sizler ve taptığınız şeyler! Hiçbiriniz, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah´a karşı azdırıp saptıramazsınız. Facebook'ta Paylaş
163 (161-163) Sizler ve taptığınız şeyler! Hiçbiriniz, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah´a karşı azdırıp saptıramazsınız. Facebook'ta Paylaş
164 (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah´ı tesbih ederiz. Facebook'ta Paylaş
165 (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah´ı tesbih ederiz. Facebook'ta Paylaş
166 (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah´ı tesbih ederiz. Facebook'ta Paylaş
167 (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah´ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı. Facebook'ta Paylaş
168 (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah´ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı. Facebook'ta Paylaş
169 (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah´ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı. Facebook'ta Paylaş
170 İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir! Facebook'ta Paylaş
171 Andolsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir: Facebook'ta Paylaş
172 Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır. Facebook'ta Paylaş
173 Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir. Facebook'ta Paylaş
174 Onun için sen bir süreye kadar onlara aldırma. Facebook'ta Paylaş
175 Onların halini gör, onlar da görecekler. Facebook'ta Paylaş
176 Azabımızı acele mi istiyorlar? Facebook'ta Paylaş
177 Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur! Facebook'ta Paylaş
178 Sen bir zamana kadar onlara aldırma. Facebook'ta Paylaş
179 Onların halini gör, onlar da göreceklerdir. Facebook'ta Paylaş
180 Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir. Facebook'ta Paylaş
181 Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun! Facebook'ta Paylaş
182 Âlemlerin Rabbi olan Allah´a da hamd olsun! Facebook'ta Paylaş