لَا تُبْقِي وَلَا تَذَرُ |
ARAPÇA LATİN |
Lâ tubkî ve lâ tezer(tezeru). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Geride bir şey koymaz, bırakmaz. |
|
DİYANET VAKFI |
Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. |
|
ELMALILI SADE |
Ne bir parça kor, ne bırakır. |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ne bırakır ve ne de terkeder, |
|
FİZİLALİL KURAN |
Geride hiçbir şey bırakmaz, ondan hiçbir şey kurtulmaz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Yakar bitirir de gene bırakmaz. |
|
İBN-İ KESİR |
O, ne geri bırakır, ne de azabdan vazgeçer. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Ne alıkoyar, ne bırakır. |
|
BEKİR SADAK |
O, ne geri birakir ne de azabdan vazgecer. |
|
CELAL YILDIRIM |
Ne geriye kor, ne de bırakır ? |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
Hem (bedeninden hiçbir eser) bırakmaz (hepsini helak eder), hem yine (eski haaline getirib aynı azâbı yapmakdan) vaz geçmez o, |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
(İnsanların bedeninde et) bırakmaz, (kemik de) koymaz. |
|
ALİ BULAÇ |
Ne alıkoyar, ne bırakır. |
|