Suara Suresi
 



AYET NO

MEAL

1 Tâ, Sîn, Mîm. Facebook'ta Paylaş
2 Bu ayetler, sıhhatı apaçık olan Kur’an’ın âyetleridir. Facebook'ta Paylaş
3 Ey Rasûlüm, Kureyş halkı) iman etmiyecekler diye, kederden nerde ise, nefsine kıyacaksın. Facebook'ta Paylaş
4 Biz eğer dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (iman etmelerini gerektirecek bir delâlet) indiriveririz de ona boyunları eğile kalır (artık hiç biri isyan etmez). Facebook'ta Paylaş
5 Kendilerine, Rahman’dan yeni bir öğüt her geldikçe, muhakkak ondan yüz çevirici olmuşlardır. Facebook'ta Paylaş
6 Onlar, ısrarla Peygamberi ve Kur’an’ı yalanladılar. Fakat o istihza ettikleri Kur’an’ın dehşetli (azab) haberi kendilerine yakında gelecektir. (Bedir savaşında veya kıyamette perişan olacaklardır). Facebook'ta Paylaş
7 (O kâfirler), yeryüzüne bakmadılar mı? Her çift ve çeşit iyi nebattan orada nicelerini bitirmişizdir!... Facebook'ta Paylaş
8 Şüphesiz ki bu nebatları bitirmekte (Allah’ın kudretine, merhamet ve nimetinin genişliğine delâlet eden) bir alâmet vardır. Bununla beraber onların çoğu mümin olmadılar. Facebook'ta Paylaş
9 Muhakkak ki senin Rabbin Azîzdir (kâfirlerden intikam almaya kâdirdir), Rahîm’dir (Müminlere merhametlidir). Facebook'ta Paylaş
10 Bir vakit Rabbin, Mûsa’ya şöyle buyurmuştu: “- Git o zalimler kavmine; Facebook'ta Paylaş
11 Firavun kavmine. Hâlâ (küfürden) sakınmıyacaklar mı?” Facebook'ta Paylaş
12 Mûsa dedi ki: “ - Rabbim! Doğrusu onların beni tekzib etmelerinden korkuyorum. Facebook'ta Paylaş
13 Hem (beni tekzib etmelerinden) canım sıkılır, dilim açılmaz. Onun için Hârun’a da peygamberlik ver (ve onu tebliğ için bana arkadaş yap). Facebook'ta Paylaş
14 Bir de (Kıptî’yi öldürdüğümden) onların üzerimde bir kısas davası var, bundan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler.” Facebook'ta Paylaş
15 Allah şöyle buyurdu: “ -Hayır, ikiniz de mucizelerimizle hemen gidin. Muhakkak ki biz sizinle beraberiz, işiticileriz. Facebook'ta Paylaş
16 Haydin Firavun’a gidin de deyin ki: Biz alemlerin Rabbinin peygamberiyiz. Facebook'ta Paylaş
17 İsrail oğullarını bizimle beraber salıver (onlara azab etme).” Facebook'ta Paylaş
18 Firavun şöyle dedi: “- Seni çocukken yanımızda büyütmedik mi? Hem de bizde, ömründen senelerce kaldın. Facebook'ta Paylaş
19 O yaptığın işi (Kıptî’yi öldürmeyi) de sen işledin; sen nankörlerdensin.” Facebook'ta Paylaş
20 Mûsa dedi ki: “- Ben bunu, o vakit cahillerden olduğum halde yaptım. Facebook'ta Paylaş
21 Sizden korkunca da içinizden hemen kaçtım. Nihayet rabbim bana peygamberlik ihsan etti ve beni peygamberlerden (sana gönderilen biri) yaptı. Facebook'ta Paylaş
22 Zahiren başıma kaktığın o nimet de, gerçekte İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olman içindi.” Facebook'ta Paylaş
23 Firavun şöyle dedi: “- Âlemlerin Rabbi de kimdir?” Facebook'ta Paylaş
24 Mûsa dedi ki: “- O, göklerle yerin ve aralarında bulunan her şeyin Rabbidir; eğer gerçek olarak bilenlerseniz, (O’na iman ediniz).” Facebook'ta Paylaş
25 Firavun, etrafında bulunan kimselere: “-Duymuyor musunuz?” (Mûsa’nın verdiği cevab, suale karşılık değildir) dedi. Facebook'ta Paylaş
26 Mûsa dedi ki: “- O, sizin de Rabbinizdir, daha önceki atalarınızın da Rabbidir.” Facebook'ta Paylaş
27 Firavun: “- Her halde size gönderilen peygamberiniz (!) ancak bir delidir.” dedi. Facebook'ta Paylaş
28 Mûsa dedi ki: “- O doğu ile batının ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir; eğer aklınız varsa, anlarsınız.” Facebook'ta Paylaş
29 Firavun şöyle dedi: “- Yemin ederim ki, eğer benden başka bir ilâh edinirsen, mutlak ve muhakkak seni zindanda bulunan kimselerden yaparım.” Facebook'ta Paylaş
30 Mûsa dedi ki: “- Sana, peygamberliğimi apaçık isbat edecek bir delil (mucize) getirdimse de mi, (beni zindana atacaksın)?” Facebook'ta Paylaş
31 Firavun: “- Eğer doğru söyliyenlerdensen, haydi getir onu.” dedi. Facebook'ta Paylaş
32 Bunun üzerine Mûsa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi. Facebook'ta Paylaş
33 Bir de elini çekti çıkardı; o da, bakanlara bembeyaz (nur saçan bir el) kesiliverdi. Facebook'ta Paylaş
34 Firavun, etrafındaki topluluğa dedi ki: “- Bu şüphe yok ki bilgiç bir büyücüdür; Facebook'ta Paylaş
35 Büyüsü ile, sizi, yerinizden (Mısır arazisinden) çıkarmak istiyor; şimdi ne (yapmamı) emir edersiniz?” Facebook'ta Paylaş
36 Dediler ki: “- Onu ve kardeşini tut eğle; şehirlere de toplayıcılar yolla. Facebook'ta Paylaş
37 Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler.” Facebook'ta Paylaş
38 Böylece maruf bir günün tayin edilen bir vaktinde bütün sihirbazlar bir araya getirildi. Facebook'ta Paylaş
39 İnsanlara da, “– toplanmış mısınız?” denildi. Facebook'ta Paylaş
40 Eğer (büyücüler) galib gelirlerse, sanırız ki bizler, büyücülere tabi olacağız. Facebook'ta Paylaş
41 Nihayet büyücüler gelince, Firavun’a dediler ki: “- Gerçekten üstün gelirsek, muhakkak bize bir mükâfat var mı? Facebook'ta Paylaş
42 Firavun dedi ki: “-Evet (size hem mükâfat var), hem siz o vakit (kıymet ve şeref bakımından bana) muhakkak en yakın kimselerdensiniz.” Facebook'ta Paylaş
43 Mûsa büyücülere: “- Atın (ortaya), ne (marifet) atacaksanız.” dedi. Facebook'ta Paylaş
44 Onlar da hemen iplerini ve sopalarını ortaya attılar ve: “- Firavun’un izzeti hakkı için biz, şüphesiz üstün gelenleriz.” dediler. Facebook'ta Paylaş
45 Bunun üzerine Mûsa asâsını bırakıverdi; bir de ne görsünler, o, bütün uydurduklarını yutuyor! Facebook'ta Paylaş
46 Büyücüler derhal secdeye kapandılar. Facebook'ta Paylaş
47 Dediler ki: “- İman ettik âlemlerin Rabbine; Facebook'ta Paylaş
48 Mûsa ve Hârûn’un Rabbine... Facebook'ta Paylaş
49 (Firavun onlara şöyle) dedi: “- Ben size izin vermeden ona (Mûsa’ya) iman ettiniz, anlaşıldı ki o size büyü öğreten büyüğünüzmüş! O halde mutlaka yakında bileceksiniz: Muhakkak surette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve gerçekten hepinizi asacağım.” Facebook'ta Paylaş
50 Büyücüler dediler ki: “- Zararı yok, muhakkak biz Rabbimize döneceğiz. Facebook'ta Paylaş
51 Doğrusu biz, (içinizde Mûsa’ya) iman edenlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışlayacağını ümid ederiz.” Facebook'ta Paylaş
52 Mûsa’ya da, (seneler geçtikten sonra): “-İman eden kullarımı gece yola çıkar, çünkü takib edileceksiniz” diye vahy ettik. Facebook'ta Paylaş
53 Firavun ise, şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi: Facebook'ta Paylaş
54 “-Bunlar, (Mûsa’ya iman eden İsraîloğulları), muhakkak ki (bize nisbetle) pek az bir topluluktur. Facebook'ta Paylaş
55 Fakat onlar bizi kızdırıyorlar. Facebook'ta Paylaş
56 Biz ise ihtiyatlı (silâh kuşanmış) bir topluluğuz.” (dedi). Facebook'ta Paylaş
57 Böylece Firavun’u ve kavmini çıkardık bostanlardan, pınarlardan; Facebook'ta Paylaş
58 Hazinelerden ve şerefli makamlardan... Facebook'ta Paylaş
59 İşte böyle yaptık ve onlara İsraîloğullarını mirascı kıldık. Facebook'ta Paylaş
60 Nİhayet güneş doğarken (Firavun ordusu), İsraîloğullarının arkalarına düştüler. Facebook'ta Paylaş
61 Vakta ki, iki topluluk (İsraîloğulları ile Firavun’un kıpt kavmi) birbirini görüp karşılaştı, Mûsa’nın ashabı “Yakalandık” dediler. Facebook'ta Paylaş
62 Mûsa: “- Hayır, Rabbim muhakkak benimledir, bana kurtuluş yolunu gösterecektir.” dedi. Facebook'ta Paylaş
63 Bunun üzerine Mûsa’ya: “-Asânı denize vur.” diye vahy ettik. Vurunca parçalandı, her bir parça kocaman dağ gibi oldu. Facebook'ta Paylaş
64 Ötekileri, (Firavuncuları) da buraya yanaştırdık. Facebook'ta Paylaş
65 Mûsa’yı ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık. Facebook'ta Paylaş
66 Sonra ötekilerini boğduk. Facebook'ta Paylaş
67 Elbette bunda bir ibret var, böyle iken (geri kalanlardan) çoğu imana gelmedi. Facebook'ta Paylaş
68 Şüphe yok ki, senin Rabbin Azîz’dir= düşmanlarından intikam alır, Rahîm’dir= müminlere çok merhametlidir. Facebook'ta Paylaş
69 (Ey Rasûlüm), Kureyş kavmine İbrahîm’in gerçek haberini de oku. Facebook'ta Paylaş
70 Hani o, babasına ve kavmine demişti ki, siz neye tapıyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
71 Onlar da: “- Bir takım putlara tapıyoruz, bütün gün onlara ibadete devam ediyoruz.” dediler. Facebook'ta Paylaş
72 (İbrahîm, onlara) dedi ki: “-Dua ettiğiniz zaman, o putlar sizi işitiyorlar mı?” Facebook'ta Paylaş
73 Yahud size fayda veya zarar verirler mi?” Facebook'ta Paylaş
74 Dediler ki: “- Hayır (bize cevab vermezler, fayda ve zararları da dokunmaz), ancak biz, babalarımızı böyle yapıyorlar bulduk. Facebook'ta Paylaş
75 (75-76) İbrahim şöyle dedi: “- Şimdi gördünüz mü, o sizin ve geçen atalarınızın taptıklarını? Facebook'ta Paylaş
76 (75-76) İbrahim şöyle dedi: “- Şimdi gördünüz mü, o sizin ve geçen atalarınızın taptıklarını? Facebook'ta Paylaş
77 Muhakkak onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi müstesnadır. Facebook'ta Paylaş
78 O’dur ki, beni yaratıb da doğru yolu bana gösteriyor. Facebook'ta Paylaş
79 O ‘dur ki, beni yediriyor ve içiriyor. Facebook'ta Paylaş
80 Hastalandığım zaman da, O bana şifa veriyor. Facebook'ta Paylaş
81 O’dur ki, beni öldürecek ve sonra beni diriltecek. Facebook'ta Paylaş
82 O’dur ki, hesab gününde günahımın bağışlanmasını kendisinden umarım. Facebook'ta Paylaş
83 Rabbim, bana bir hikmet (ilim ve anlayış veya peygamberlik) ver ve beni salih kimselere kat. Facebook'ta Paylaş
84 Benden sonra gelecek ümmetler içinde, hayırla anılacak bana güzel bir yad kıl. Facebook'ta Paylaş
85 Beni Naîm Cennetinin varislerinden kıl. Facebook'ta Paylaş
86 Babamı da hidayete ulaştır, çünkü o sapıklardan bulunuyordu. Facebook'ta Paylaş
87 Kabirlerden diriltilecekleri gün, beni utandırma. Facebook'ta Paylaş
88 O gün ki, ne mal fayda verir, ne de oğullar... Facebook'ta Paylaş
89 Ancak Allah’a hâlis ve pâk bir kalb ile varan müstesna. Facebook'ta Paylaş
90 Cennet de takva sahiblerine yaklaştırılmıştır. Facebook'ta Paylaş
91 Cehennem ise azgınlara apaçık gösterilmiştir. Facebook'ta Paylaş
92 (92-93) Ve onlara: Allah’dan başka taptıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte... Facebook'ta Paylaş
93 (92-93) Ve onlara: Allah’dan başka taptıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte... Facebook'ta Paylaş
94 Arkasından da o kâfirlerle azgınlar cehennemin içine atılmakta, Facebook'ta Paylaş
95 İblis’in bütün askerleri de... Facebook'ta Paylaş
96 Kâfirler, putları ve öncüleriyle cehennemde çekişirlerken, birbirlerine şöyle demektedirler: Facebook'ta Paylaş
97 “-Vallahi, doğrusu biz, açık bir sapıklık içinde idik. Facebook'ta Paylaş
98 Çünkü (ey putlar), sizi âlemlerin Rabbine denk tutuyorduk. Facebook'ta Paylaş
99 Bizi ancak (kendilerine uyduğumuz bizden önceki) mücrimler sapıttı. Facebook'ta Paylaş
100 Artık bizim için ne şefaatçılar var, Facebook'ta Paylaş
101 Ne de yakın bir dost... Facebook'ta Paylaş
102 Bari bizim için geriye bir dönüş olsaydı da müminlerden olsak.” Facebook'ta Paylaş
103 Şüphesiz bu haberlerde kesin bir ibret var; öyle iken kavminin çoğu kendisine iman etmediler. Facebook'ta Paylaş
104 Muhakkak ki senin Rabbin Azîz’dir= kâfirlerden intikam alıcıdır, Rahîm’dir= müminleri çok bağışlayıcıdır. Facebook'ta Paylaş
105 Nûh kavmi, peygamberleri inkâr etti. Facebook'ta Paylaş
106 O vakit kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: “- Siz Allah’dan korkmaz mısınız? Facebook'ta Paylaş
107 Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim. Facebook'ta Paylaş
108 Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin. Facebook'ta Paylaş
109 Buna karşı, ben sizden bir mükâfat da istemiyorum. Benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir. Facebook'ta Paylaş
110 O halde, Allah’dan korkun ve bana itaat edin.” Facebook'ta Paylaş
111 Onlar dediler ki: “- Arkana hep düşük kimseler takılmışken, biz sana iman eder miyiz?” Facebook'ta Paylaş
112 Nûh dedi ki: “- Onların yapmakta oldukları amellere dair benim bilgim yoktur (sadakatlarını bilmem, dış görünüşlerine bakıyorum). Facebook'ta Paylaş
113 Onların hesabı ancak Rabbime aiddir; eğer iyice düşünseydiniz bunu bilirdiniz (fakat siz cahillik yapıyor, bilmediğiniz şeyi söylüyorsunuz). Facebook'ta Paylaş
114 Hem ben müminleri koğucu değilim. Facebook'ta Paylaş
115 Ben ancak açık bir korkutucuyum.” Facebook'ta Paylaş
116 Onlar dediler ki: “- Ey Nûh! Sen eğer dediğinden vaz geçmezsen, muhakkak taşla öldürülenlerden olacaksın.” Facebook'ta Paylaş
117 Nûh şöyle dedi: “- Rabbim! Gerçekten kavmim beni tekzib etti. Facebook'ta Paylaş
118 Artık benimle onların arasındaki hükmü sen ver ve hem beni, hem de beraberimde olan müminleri kurtar.” Facebook'ta Paylaş
119 Bunun üzerine biz, onu ve beraberindekileri, o yükle dolu geminin içinde selâmete çıkardık. Facebook'ta Paylaş
120 Sonra da (gemiye binen Nûh’un) arkasından geride kalanları boğduk. Facebook'ta Paylaş
121 Muhakkak ki (onlara yaptığımız) bu işte, (geride kalanlar için) bir ibret var, öyle iken onların çoğu mümin olmadı. Facebook'ta Paylaş
122 Şüphesiz ki, senin O Rabbin Azîz’dir= kâfirleri kahreder, Rahîm’dir= müminlere çok merhametlidir. Facebook'ta Paylaş
123 Âd kavmi de gönderilen peygamberleri tekzib etti. Facebook'ta Paylaş
124 O vakit, kardeşleri Hûd peygamber onlara şöyle demişti: “- Siz Allah’dan korkmaz mısınız? Facebook'ta Paylaş
125 Gerçekten ben, size gönderilen güvenilir bir peygamberim. Facebook'ta Paylaş
126 Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin. Facebook'ta Paylaş
127 Buna karşı sizden bir ücret de istemiyorum; benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir. Facebook'ta Paylaş
128 Siz, her tepeye bir alâmet (köşk) bina eder eğlenir misiniz? Facebook'ta Paylaş
129 Dünyada ebedî kalacakmışsınız gibi, bir takım saraylar ve havuzlar da ediniyorsunuz? Facebook'ta Paylaş
130 Hem (ceza için) yakaladığınız vakit, merhametsizce, zorbaca yakalıyorsunuz (dövüyor, öldürüyorsunuz). Facebook'ta Paylaş
131 Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin. Facebook'ta Paylaş
132 Size bildiğiniz şeyleri verenden sakının; Facebook'ta Paylaş
133 Size davarlar ve oğullar verenden, Facebook'ta Paylaş
134 Bağlar ve pınarlar ihsan edenden... Facebook'ta Paylaş
135 Doğrusu ben, size gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum.” Facebook'ta Paylaş
136 Onlar dediler ki: “- Sen öğüd versen de, öğüd verenlerden olmasan da bizce farkı yoktur. Facebook'ta Paylaş
137 Bu bize getirdiğin, evvelkilerin yalanından başkası değildir. Facebook'ta Paylaş
138 Biz azaba uğratılmayız.” Facebook'ta Paylaş
139 Böylece onu (Hûd peygamberi) tekzib ettiler. Biz de onları helâk ettik. Muhakkak ki, onlara yaptığımız bu işte, sonrakiler için bir ibret vardır; öyle iken çoğu mümin olmadı. Facebook'ta Paylaş
140 Doğrusu senin Rabbin, muhakkak ki, O Azîz’dir= düşmanlarından intikam alıcıdır, Rahîm’dir= müminlere çok merhametlidir. Facebook'ta Paylaş
141 Semûd kavmi gönderilen peygamberleri tekzib etti. Facebook'ta Paylaş
142 O vakit, kardeşleri Salih (Peygamber) onlara şöyle demişti: “- Allah’dan korkmaz mısınız? Facebook'ta Paylaş
143 Gerçekten ben size gönderilen güvenilir bir peygamberim. Facebook'ta Paylaş
144 Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin. Facebook'ta Paylaş
145 Buna karşı, ben, sizden bir ücret istemiyorum; benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir. Facebook'ta Paylaş
146 Siz, buradaki nimetler içerisinde emîn olarak bırakılacak mısınız? Facebook'ta Paylaş
147 Bağların ve pınarların içinde, Facebook'ta Paylaş
148 Ekinlerin ve meyvası yumuşak, hoş hurma ağaçlarının içinde... Facebook'ta Paylaş
149 Bir de dağlardan (taşlarından) neşe ve zevkle evler yontuyorsunuz. Facebook'ta Paylaş
150 Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin. Facebook'ta Paylaş
151 Kâfirlerin emrine itaat etmeyin, Facebook'ta Paylaş
152 (Onlar) o kimselerdir ki, yeryüzünü fesada verirler de düzeltmezler.” Facebook'ta Paylaş
153 Onlar (Salih peygambere) dediler ki: “- Sen çok büyülenmişlerdensin. Facebook'ta Paylaş
154 Sen ancak bizim gibi bir insansın. Eğer doğru söyliyenlerden isen, haydi bir mucize getir.” Facebook'ta Paylaş
155 (Salih peygamber onlara şöyle) dedi: “- İşte bu, (Allah’ın emriyle kayadan çıkardığım) dişi bir deve! Su içme (işi), bir gün onun, belli bir gün de (nöbetle) sizin... Facebook'ta Paylaş
156 Sakın ona bir fenalıkla dokunmayın ki, bu yüzden sizi büyük bir günün azabı yakalar.” Facebook'ta Paylaş
157 Derken o deveyi kestiler, fakat pişman oldular. Facebook'ta Paylaş
158 Çünkü azab kendilerini yakalayıverdi. Muhakkak ki bunda bir ibret var. Öyle iken (arkadan gelenlerin) çoğu mümin olmadı. Facebook'ta Paylaş
159 Doğrusu senin Rabbin, muhakkak ki O, Azîz’dir, Rahîm’dir. Facebook'ta Paylaş
160 Lût kavmi, gönderilen peygamberleri tekzib etti. Facebook'ta Paylaş
161 O vakit, kardeşleri Lût kendilerine şöyle demişti: “- Allah’tan korkmaz mısınız? Facebook'ta Paylaş
162 Gerçekten ben, size gönderilen güvenilir bir peygamberim. Facebook'ta Paylaş
163 Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin. Facebook'ta Paylaş
164 Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum, benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir. Facebook'ta Paylaş
165 İnsanların içinden erkeklere mi gidiyorsunuz; Facebook'ta Paylaş
166 Ve Rabbinizin, sizin için helâl yarattığı zevcelerinizi bırakıyorsunuz? Doğrusu siz harama tecavüz eden bir kavimsiniz.” Facebook'ta Paylaş
167 Onlar şöyle dediler: “- Ey Lût, eğer söylediklerinden vaz geçmezsen, yemin olsun ki, muhakkak (memleketimizden) çıkarılanlardan olacaksın.” Facebook'ta Paylaş
168 (Lût, kavmine şöyle) dedi: “- Doğrusu ben, sizin yaptıklarınıza buğz edenlerdenim. Facebook'ta Paylaş
169 Ey Rabbim! Beni ve âilemi, bunların yapmakta oldukları kötülüğün azabından kurtar.” Facebook'ta Paylaş
170 Biz de onu ve âilesini (kendisine iman edenleri) tamamen kurtardık. Facebook'ta Paylaş
171 Ancak ailesinden, geridekiler içinde yalnız karısı kaldı. Facebook'ta Paylaş
172 Sonra geride kalanları hep helâk ettik. Facebook'ta Paylaş
173 Üzerlerine (kızgın lâvlardan ibaret) taş yağmuru yağdırdık. İşte bak, azabla korkutulanların yağmuru ne kötüdür!... Facebook'ta Paylaş
174 Muhakkak ki bunda (onlara yaptığımız helâk işinde), arkalarından gelecekler için büyük bir ibret vardır; öyle iken, çoğu mümin olmadı. Facebook'ta Paylaş
175 Doğrusu senin Rabbin, muhakkak ki O, Azîz’dir= kâfirlerden intikam alıcıdır. Rahîm’dir= müminlere çok merhametlidir. Facebook'ta Paylaş
176 Eyke (adındaki yerin) halkı gönderilen peygamberleri tekzip etti. Facebook'ta Paylaş
177 O vakit, (peygamberleri) Şuayp onlara şöyle demişti: “- Allah’dan korkmazmısınız?” Facebook'ta Paylaş
178 Gerçekten ben, size gönderilen güvenilir bir peygamberim. Facebook'ta Paylaş
179 Artık Allah’dan korkun ve bana itaat edin. Facebook'ta Paylaş
180 Ben, buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aiddir. Facebook'ta Paylaş
181 Ölçüyü ve tartıyı tam yapın da eksiltip hak yiyenlerden olmayın. Facebook'ta Paylaş
182 Doğru terazi ile tartın. Facebook'ta Paylaş
183 İnsanların mal ve haklarını düşürmeyin ve yeryüzünü yağmacılıkla, ihtilâlcilikle fesada vermeyin. Facebook'ta Paylaş
184 O Allah’dan korkun ki, hem sizi, hem de sizden evvelki halkı yaratmıştır. Facebook'ta Paylaş
185 (Onlar, peygamberleri Şuayb’a şöyle) dediler: “- Sen muhakkak çok büyülenenlerdensin. Facebook'ta Paylaş
186 Sen ancak bizim gibi bir insansın. Doğrusu biz, seni muhakkak yalancılardan sanıyoruz. Facebook'ta Paylaş
187 Eğer doğru söyliyenlerdensen, hemen üzerimize gökten bir parça düşür.” Facebook'ta Paylaş
188 (Şuayb, kavmine şöyle) dedi: “- Rabbim yaptıklarınızı daha iyi bilendir.” Facebook'ta Paylaş
189 Böylece Şuayb’ı tekzib ettiler de, (güneşin bunaltıcı sıcaklığından gölgelenmek için bulutun altında sığındıkları zaman, yakılıb mahvedildikleri) o gölge gününün azabı kendilerini yakalayıverdi. Gerçekten o büyük bir günün azabı idi. Facebook'ta Paylaş
190 Doğrusu bunda, (onlara yaptığımız bu helâk işinde), kendilerinden sonra gelenler için büyük bir ibret var, öyle iken çoğu mümin olmadı. Facebook'ta Paylaş
191 Gerçekte senin Rabbin, muhakkak ki o, Azîz’dir= kâfirlerden intikam alıcıdır, Rahim’dir= müminlere çok merhametlidir. Facebook'ta Paylaş
192 Bu Kur’ân, muhakkak ve elbette âlemlerin Rabbi katından indirilmedir. Facebook'ta Paylaş
193 Onu Cebraîl Rûhu’l-Emîn indirdi, Facebook'ta Paylaş
194 Korkutuculardan olasın diye, kalbine (indirdi)... Facebook'ta Paylaş
195 Açık bir Arab dili ile... Facebook'ta Paylaş
196 Gerçekten o, (Kur’an’ın nâzil olacağına dair vasıf) daha evvelki kitablarda da vardır. Facebook'ta Paylaş
197 İsrailoğulları âlimlerin, kitâblarında Kur’an’ın vasfını bilmesi de, o kâfirlere bir delil değil mi? (Bundan da Kur’an’ın sıhhatini anlamıyorlar mı?...) Facebook'ta Paylaş
198 Eğer onu Arabca bilmiyenlerden birine indirseydik de, Facebook'ta Paylaş
199 Onu Kureyş kâfirleri üzerine okusaydı, yine iman etmiyeceklerdi. Facebook'ta Paylaş
200 Biz, o küfrü mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuz ki, Facebook'ta Paylaş
201 O acıklı azabı görecekleri ana kadar, bu Kur’ân’a iman etmezler. Facebook'ta Paylaş
202 İşte, bu azab, hiç farkında değillerken, ansızın kendilerine gelecektir. Facebook'ta Paylaş
203 “Bize bir mühlet verilir mi?” diyecekler. Facebook'ta Paylaş
204 Şimdi onlar azabımızı çabuklaştırmak mı istiyorlar? Facebook'ta Paylaş
205 Gördün ya, artık onları senelerce zevklendirsek, Facebook'ta Paylaş
206 Sonra kendilerine verilen azab vaadi gelip çatarsa, Facebook'ta Paylaş
207 O yaşadıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmıyacaktır. Facebook'ta Paylaş
208 Biz hangi memleket halkını helâk ettikse, muhakkak o memleket halkını korkutucu peygamberler olmuştur. Facebook'ta Paylaş
209 (Onlara) öğüd verilmiştir. Biz (onları helâk etmekle) zulmetmiş değilizdir. Facebook'ta Paylaş
210 Kur’an’ı (müşriklerin zannettiği gibi), şeytanlar indirmedi. Facebook'ta Paylaş
211 Kur’an’ı indirmek, onlara uygun düşmez; hem de buna güçleri yetmez. Facebook'ta Paylaş
212 Şeytanlar, vahyi işitmekten kesin olarak menedilmişlerdir. Facebook'ta Paylaş
213 O halde, sakın Allah ile beraber, diğer bir ilâha ibadet etme; azaba uğratılanlardan olursun. Facebook'ta Paylaş
214 Önce en yakın soydaşlarını (Allah’ın dinine dâvet ederek, kendilerine öğüd ver de cehennem azabı ile) korkut. Facebook'ta Paylaş
215 Sana tabi olan müminlere kanadını indir (tevazu yap). Facebook'ta Paylaş
216 (Buna rağmen) sana isyan ve muhalefet ederlerse de ki: “- Ben sizin yaptıklarınızdan beriyim,” Facebook'ta Paylaş
217 Ve o Azîz Rahim’e tevekkül et (her şeye üstün, müminlere çok merhametli olan Allah’a güven). Facebook'ta Paylaş
218 O Allah’dır ki, namaza kalktığın zaman seni görüyor, Facebook'ta Paylaş
219 Secde edenler (namaz kılanlar) içinde dolaşmanı da... Facebook'ta Paylaş
220 Çünkü her şeyi künhü ile işitib bilen O’dur. Facebook'ta Paylaş
221 Ey müşrikler, size haber vereyim mi, şeytanlar kimin üzerine inerler? Facebook'ta Paylaş
222 Onlar, her düzenbaz günahkârın (kâhinlerle sahte peygamberlerin) üzerine inerler. Facebook'ta Paylaş
223 O düzenbazlardır ki, şeytanlara kulak verirler ve çoğu yalan söylerler (şeytanların telkinatını kendi bilgilerine katarlar). Facebook'ta Paylaş
224 (Peygamberi hicveden kâfir ve İslâm dışı) şairler ise, onlara sapık kimseler uyarlar. Facebook'ta Paylaş
225 Görmez misin o şairler, her yöne meyleder ve boş şeylere dalarlar. Facebook'ta Paylaş
226 Gerçekten onlar, şiirlerinde, yapmıyacakları şeyleri söylerler. Facebook'ta Paylaş
227 Ancak iman edib salih amel işliyenler, Allah’ı çok ananlar, kendilerine zulmedildikten sonra (Peygambere hiciv yapan kâfirleri reddederek) öclerini alanlar müstesnadır. O zulmedenler, yakında hangi dönüş yerine döneceklerini bilecelerdir. Facebook'ta Paylaş